YÜZBAŞI AYAZ SANCAK Ertesi sabah, kışla içtimasında timin suratına bakınca keyfim yerine geldi. Göz altları çökmüş, hepsi sanki sabaha kadar kepçe kepçe beton taşımış gibi bakıyor. Oysa henüz ceza başlamadı. Ellerimi arkamda kavuşturdum, adımlarımı yavaşlattım, ağır ağır önlerinde gezindim. “Çocuklar… dün gece ne düşündüm biliyor musunuz?” dedim sakin bir tonla. Birkaç tanesi kısık sesle “Eyvah…” diye mırıldandı. “Dedim ki, bizim kışlanın tuvaletleri, banyoları, hatta koridorlardaki fayans araları… biraz bakımsız kalmış. Üstelik mikrop barınıyor olabilir.” Hemen araya Hamsi Cafer girdi, elini kaldırarak. “Komitanum, vallahi o temizlik işi haftaluk yapilur da, görevliler aklar da paklar da!” Kaşlarımı kaldırıp suratına döndüm. “O iş bu hafta size nasip oldu Cafer. Malzeme odasında ne

