Yüsra Bakırcı Ani telefonla çıktıklarında boşluğa düştüm. Cengaver'in gidişi bu sefer nedensiz, çok huzursuz etti. Sabaha karşı mesaj geldi, uyumamıştım. Daha doğrusu uyuyamadım. “Hakkını helal et.” Bu ne demek şimdi? Ya dönemezse? Allah'ım, ne olur bir şey olmasın. Ben ona aşığım… “Sağlam dön.” yazdım. Başka bir şey yazsam, sanki kalbimi kıracak bir şey diyecekmiş gibi geldi. Yazamadım. Tim'in geri kalanı ile sohbetimiz daha şamatalı geçiyordu. Onlara da yazdım. Hepsi de geri dönüş yaptı. Bir süre sonra da tamamen kesildi; ne mesaj geldi, ne de gitti… Sabaha karşı uyumuştum ve öğlen kalktım. Meydandaki bakkaldan ekmek almaya gittim… Giderken dikkatimi çeken, herkesin bana garip bakmasıydı. Üstüme başıma baktım, garip bir şey mi var diye ama yok. Zaten uzun kabanımı giymiştim. Sadece

