Deli Komutan..

1097 Words
"Siktirme lan görevini geberip gideceksin o dağlarda" "Komuta.." "Kes sesini asker!" Derince soludu Sarp. Giremezdi o karakola giremezdi. Üzerinden 4 yıl geçmesi kaybettiklerini yerinin doldurmaya yetmedi daha. Onun mekanı dağlardı.. 4 yıldır bir kez bile geri durmadı görevden. Her zorlu göreve bir başına gitti her seferinde ölmeyi diledi hatta ölüme niyet etti gel gelelim insanın ölümüne eceli mani oluyordu işte. Karşısındaki adam devresiydi, arkadaşıydı ama bu 4 yılda intikam uğruna öyle çok ceza aldı ki Sarp, Ertan yüzbaşı olmuştu ama Sarp rütbe atlayamadı umrunda da değildi rütbe zaten. Er olarak kalsaydı da tek bir kayıp yaşamasaydı! Ertan yüzbaşı kardeşim dediği adamın bir türlü içinden çıkamadığı bu hal için elinden birşey gelmedikçe daha da sinirleniyordu. Devresine rütbe konuşturmaktan nefret etse de biliyordu ki Sarp başka türlü zapt olmazdı! Yıllardır bir yalvarmadığı kalmıştı artık kendine gel diye ama asla geri adım atmıyordu Sarp. Birçok askerin gruplar halinde bile giderken korktuğu yerlere bir başına gidiyor tüm işi bir başına hallediyor sonra da sanki hiç oradan geçmemiş gibi bir askeri birliğe teslim edip yeniden atıyordu kendini dağlara ta ki içinden çıkılmaz yeni bir görev haberi gelene kadar. Eziyeti kendineydi elbette ama böyle bir askerin tabiri caizse heba oluşu can yakıyordu. "İçeri geç dedim üsteğmenim" Ertan Yüzbaşının sesiyle sıktığı yumrukları gevşedi Sarp'ın. Ne vardı ilişmeselerdi ona bıraksalardı o dağlarda şehit olana kadar görevden göreve koşsaydı ne olurdu sanki. "Emredersiniz komutanım" Birlikte içeri geçti ikili Ertan yüzbaşının odasında masanın karşısında hazır ol vaziyette bekledi Sarp, Ertan koltuğuna oturunca karşısındaki adamı süzdü. "Otur Sarp." Şuan sadece emri yerine getirmeye odaklandığı için ikiletmedi Sarp, oturdu. Adamın sadece komutları yerine getirdiğini bilen yüzbaşı düşürdüğü omuzlarıyla konuştu. "Hala mı Sarp?" "Anlamadım komutanım" "Sikerim lan komutanını kimim lan ben kimim ben Sarp?" "Komutanım zorlama!" "Ne zamana kadar Sarp, lan 4 yıl oldu ne zamana kadar. Biz zayıf olamayız Sarp biz güçlü olmak zorundayız. Askeriz biz. Ölürüz! Bir kere ölürüz bin defa doğarız. Kabullen artık!" "Emredersiniz komutanım" Ertan iki eliyle yüzünü sıvazladı bu adam deli edecekti onu az kalmıştı.. "Lan ben bir sene sonra binbaşı olacağım sen hala üsteğmensin, TSK nın gözbebeğiyken hem de. Yetmedi mi Sarp. Yeni görevlerde olman gerekmiyor mu artık. Ne zamana kadar o dağlarda ölüme yürüyeceksin." "Ben makam mevki rütbe derdinde değilim komutanım, şehit oluncaya kadar görevimdeyim" "İnadını siktiğimin herifi" "Lan aklım almıyor bak herifi yaptığına yapacağına pişman ettin. Kirpi diye bir herif kalmadı, bütün mallarından adamlarından ettin yetmedi ülkeye giremiyor bile. Daha mı soğumadı için aldın lan intikamını aldın." "Almadım komutanım o it hala yaşıyor!" Ne dese boştu biliyordu Ertan belki bininci sefer yapılıyordu bu konuşmalar ama nafile Sarp aynı Sarp'tı işte! "Anlaşıldı üsteğmenim anlaşıldı o zaman kulağını aç beni iyi dinle. Emir en tepeden geldi." Duyduğuyla bir Kurt hassasiyetiyle dikti kulaklarını Sarp, dağda görev demekti bu. En sevdiği! "Görevli bir askerimizden 2 haftadır haber alınamıyor. Büyük bir şebekeyi çökertmek için dağda gizli görevde olduğu ancak 2 hafta önce irtibatın kesildiği bilgisi alındı. Askerin deşifre olduğundan en kötüsü şehit olduğundan şüpheleniliyor ve askerimizin alınması için senden bir tim kurman istendi" İşte bu en sevmediği şeydi Sarp'ın. O iyi bir komutan olsa ilk timini korurdu ona asker mi emanet edilirdi! "Komutanım time gerek yok ben bir başıma hallederim" "O iş pek öyle değil Sarp" Anlamaz gözlerle yüzbaşıya baktı Sarp. Bu zamana kadar olmuştu şimdi niye olmasındı ki.. "Komutanım halledebilirim" "Bana bak Sarp bu iş sıkıntılı, üst rütbeli komutanlardan birinin çocuğuymuş asker ve o da rütbeli. Çok fazla detay bilgimiz yok sadece ortalık fena halde karışmış durumda ve senden bir hafta içinde bir tim kurup hareket etmen bekleniyor." Yumruklarını sıkmaktan tırnaklarını eline geçirdi Sarp, tahammül edemiyordu bu duruma. "Komutanım lütfen. Yapamam komuta edemem, başka birine veril.." "Emir yukardan diyorum Sarp, senin komuta etmen isteniyor ekibi de bizzat sen kuracaksın ben istemiyorum deme lüksün yok" Usulca kaldırdı kafasını Sarp temkinli bir şekilde kendisine bakan adama baktı. "Komutanım ben deliyim" dedi sanki kimsenin bilmediği bir sırrını ifşa eder gibi. Dudakları kıvrıldı Ertan'ın işte özlediği deli bakışlardı bunlar. Tıpkı komutan olduğu zamanlarda olduğu gibi tıpkı bir askeri için onlarca teröristi bir başına öldürdüğü zamandaki gibi... "Aynen öyle kardeşim, sen delisin" "Benim kuracağım tim akıllı adamlardan oluşmaz" "Kimse senden böyle birşey beklemiyor zaten." Anlık gözleri parladı Sarp'ın, Ertan'ın da gözünden kaçmadı bu durum. Kurdun dişine kan değmişti sonunda! "Bir haftan var Sarp. Delisini mi kurarsın akıllısını mı bilmem ama kendinle beraber 6 kişilik bir tim kuracaksın. Ve o askeri alacaksın. Mümkünse diri değilse bile naaşı. Çünkü biliyorsun ki.." demişti ki Sarp tamamladı. "TSK arkada adam bırakmaz" Kafasını sallayarak onayladı Ertan Yüzbaşı. Kendisini bile bırakmayan TSK ki defalarca diplomatik krizin eşiğinden dönülmüştü onun yüzünden şerefli bir subayı bırakır mıydı.. "Emredersiniz komutanım" der demez ayaklandı Sarp avuçları kaşınmaya başlamıştı çoktan. Bir an evvel o dağa çıkmalı ve sıçan gibi yaşayan üç beş teröristin hakkından gelmeliydi.. "Ben gideyim o zaman komutanım." "Tamam bu arada doktoru alırken havai fişek patlattığın doğru mu?" Dudakları kıvrıldı Sarp'ın, herkesin bir imzası vardır öyle değil mi? "Adamlar ölürken biraz şenlik görsün istedim komutanım" Bu defa gür bir kahkaha attı Ertan Yüzbaşı, ah bu Sarp ve yöntemleri.. "Piçsin yemin ederim piçsin. E nasıl yapacaksın tim işini" "Komutanım bana bir gün müsade ederseniz yarına kadar istediğim özellikteki adamların bilgisini veririm bir hafta içinde de tim hazır olur" "Tamamdır, fazla gecikmesin" "Emredersiniz komutanım" "Bu arada nerde kalacaksın sen" Kasıldı bu lafla yine Sarp, onu dağlar paklıyordu ancak. "Dağda komutanım" "Lan bugün bari geç karakolda yat. Yarın duruma göre yer belirlersin kendine." Zorlukla yutkundu Sarp, nasıl desin kapalı alanda yatamıyorum. Kabuslar uyumama engel oluyor diye. "İzninizle gideyim komutanım, yarın gelirim" Israrın faydasızlığını yüzlerce sefer tecrübe ettiği için üstelemedi Ertan Yüzbaşı. "Peki üsteğmenim peki, git bakalım" Selam vererek çıktı Sarp çok acil hava alması lazımdı, nefesleri ciğerine ulaşmaz olmuştu. Kapalı alan basıyordu ona. Dışarı çıkınca birkaç dakika izin verdi kendine. Hava ciğerlerine ulaşınca daha iyiydi şimdi sıra ondan istenen görevi yerine getirmekteydi önce yönünü dağa döndü hele bir evi bildiği yere gitsin hele güvenli alanına bir girsin aklı da çalışmaya başlardı.. Kendince aldığı kararla MPT 76 sını sıkı sıkı tutarak ilerledi. Dağda kendince kurduğu yuvasına(!) vardığında birkaç derin nefeslik zaman verdi kendine ardından timinde olmasını istediği askerlerin özelliklerini not almaya başladı. Eğer aradığı özellikte askerler bulur da o timi kurarsa korksundu cümle alem.. Kendince listesini oluşturduktan sonra biraz avlanma zamanı diyerek çıktı ininden. Kulağına çalınmıştı bir süredir iş tutan bir grup terörist bu sınır bölgesindeydi.. E yani şimdi bir havai fişek gösteri yapmasın adamların gününü şenlendirmesin miydi... Onun misafirperverlik anlayışına sığmazdı ki bu, ne de olsa dağlar onun eviydi.. Gelene ikram adettendi!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD