Atışların sonuna doğru Korhan, İlhan'a kitlenmişti. Atışları çok iyiydi ama oldukça agresif bir şekilde atış yapıyordu. Belli ki canı bir şeye sıkkındı. Korhan onu kenara çekti. "Neyin var oğlum senin?"
"Komutanım, kusura bakmayın ama işler çok kötü benim," dediğinde kaşlarını çattı. "Anlat, bir şey olursa hep bana gelin demiyor muyum ben?"
"Komutanım, Sedef'i ailesi zorla evlendiriyor," dediğinde Korhan dişlerini sıktı. "Sevgilin mi?"
"Evet, benimle olmasını istemiyorlar. Aile dostunun oğluyla evlendirecekler. Sedef intihara kalkıştı istemediği için ama hasta kardeşiyle tehdit ettiler," dediğinde Korhan'ın aklına hemen delice fikirler gelmişti. "Kız seni canına kıyacak kadar çok seviyor mu?"
"Evet komutanım ama kardeşi için katlanıyor," dediğinde derin bir nefes aldı. "Komutanım onu yanıma almak istiyorum, nikah da kıyarım, her şeyi yaparım ama gücüm yok, nasıl geçiniriz nasıl ona eş olabilirim?"
Korhan telefonunu çıkarıp Asya'yı aradı. Asya hemen açmıştı. "Efendim Korhan ağabey."
"Bir arkadaşımız sende kalabilir mi? Bir ev arkadaşına daha yeriniz var mı?" dediğinde Asya kekelemişti. "Ağabey tanımadığım biriyle nasıl kalabilirim?"
"Acil diyorum Asya. Ben kefilim, zaten uzun süre kalmaz," dediğinde Asya biraz düşündü. "Tamam ağabey, acilse yardımcı olmak isterim."
Korhan, İlhan'a döndü. "Senin badin kim?"
"Faruk komutanım," dediğinde kafasını salladı. "Söyle gelsin, beraber gidip kızı alacağız."
"Harbi mi komutanım?" dediğinde kafasını salladı. "Haydi çabuk."
İlhan, Faruk'u çağırırken Korhan, Reyna'yı aradı. "Efendim?"
"Çabuk hazırlan, seni almaya geliyorum," dedi ve telefonu kapattı. İlhan ise merakla ona baktı. "Kimi alıyoruz komutanım?"
Korhan sırıttı. "İyi araba süren birini."
-
Şaşkınlıkla telefonu kapatırken Korhan'ın dediğini yapıp hızlıca hazırlandım. Buluşmamızı mı tedavi edecekti acaba? Ama acil bir şey olma ihtimali daha yüksekti çünkü sesi ciddi ve aceleciydi. Onun için önemli bir mesele varsa benimle ne alakası olabilirdi ki?
Siyah bir kısa tulumu üzerime geçirip topuklu çizmelerimi giydim ve sabahki makyajımı tazeledim. Harika görünüyordum ve onun dibinin düşeceğine de emindim.
Dışarıdan korna sesleri gelince onun geldiğini anlamıştım. Hızlıca evden çıkıp aşağıya indim. Korhan kapının önünde beni bekliyordu. Geldiğimi fark edince bakışları üzerimde dolandı. Kaşlarını çatmasından ve dişlerini sıkmasından, onu kışkırttığımı anlamıştım ve bu, çok hoşuma gitmişti. "Seni daha önce uyardım sanıyordum."
"Sadece sen göreceksin zaten," diye fısıldadım gülerek. Korhan ise gerilmişti. "Askerlerim burada."
Anlamazca kaşlarımı çatarken arabaya baktığımda arka koltukta iki kişinin oturduğunu görmüştüm. "Neden buradalar?"
"Kız kaçırmaya gidiyoruz," dedi çok sıradan bir durummuş gibi. Şaşkınlıkla gözlerim irileşirken ağzım da açık kalmıştı. "Ne? Neler oluyor? Bu... yasadışı değil mi?"
"İlhan'ın sevgilisi Sedef'i, ailesi zorla evlendiriyor. Kardeşiyle tehdit ettikleri için intihara kalkışmış. Biz de şimdi onu oradan alacağız. Kız reşit ve rızası da var," dediğinde kendimi çok kötü hissetmiştim. Duyduklarım mideme bir yumruk gibi oturmuştu. Aklım hemen babamın bana zorla kabul ettirmeye çalıştığı şeylere gitmişti. "Peki neden ben de geliyorum?"
"Bu kaçışta senin sürücü yeteneğine ihtiyacımız var. En hızlı kaçış şoförü olmalısın," dediğinde gözlerim parlamıştı. Yeteneğimi fark ettiği için çok mutlu olmuştum. Tehlikeliydi, evet. Ama birinin hayatını kurtarmak... Babamın bana uyguladığı zorbalıktan sonra, bir kadının özgürlüğüne yardım etmek... Bu, reddedemeyeceğim bir görevdi. "Sedef'i nerede tutuyorlar?"
Korhan gülümsedi. "Yirmi dakika mesafede ama biliyorum ki bizi beş dakikada oraya ulaştırırsın."
Buna karşılık ben de gülmüştüm. "Belki de dört."
Korhan sürücü koltuğunun kapısını açtı. "Geç, bakalım. Bu görevin komutası sende. Unutma, çok hızlı olmalıyız."
Hızla şoför koltuğuna geçtim. Direksiyonu tuttuğum an vücuduma yoğunca adrenalin yayılmıştı. "Bunu benden istediğine inanamıyorum."
"Ben de," dedi Korhan gülerek. "Ama yapabileceğini biliyorum güzelim."
Ondan aldığım cesaretle gaza asıldığımda, Korhan'ın ateşli bakışları ve arkadaki askerlerin gergin nefesleri beni daha da hırslandırdı. Onu hayal kırıklığına uğratmayacaktım.
Hızla köy yollarına saptık. Korhan, Sedef'in tutulduğu evin koordinatlarını İlhan'dan alıp bana fısıldıyordu. Arabanın içinde büyük bir sessizlik vardı; sadece motorun sesi ve İlhan'ın kesik nefesleri duyuluyordu.
"Komutanım, çok yaklaştık," dedi Faruk arkadan.
"Reyna, birazdan virajı döneceğiz. Ev, hemen solumuzda, yolun sonunda. Kapının önünde iki kişi var, muhtemelen ailesinden. Seni görmemeliler," dedi Korhan, sesi emredici ama sakindi.
Korhan'ın emriyle gaza daha çok yüklendim. Viraja yaklaştığımda son bir manevrayla arabayı neredeyse dik çevirip evin görüş açısının dışına, ağaçların arasına sakladım. Ani frenle arabanın sarsılması Korhan'ın bana dönmesine neden oldu.
"Mükemmel zamanlama," diye fısıldadı hayranlıkla.
"Gizlenmek, yarışın bir parçasıdır," diye karşılık verdim, kalbim deli gibi çarpıyordu. Arabayı stop ettim. Faruk ve İlhan arabadan fırladılar.
"Araba hazır halde sizi bekleyecek," dedim kesin bir dille. Korhan son bir kez yanıma eğildi. Yüzü bana o kadar yakındı ki, nefesini hissedebiliyordum. Elimi tuttu ve fısıldadı. "Harikasın."
Ardından hızla geri çekildi ve İlhan'ın peşinden gitti. Faruk ise arabanın önünde nöbet tutuyordu. Ben de heyecan içinde beklemeye başlamıştım.
-
Korhan ve İlhan, çevredeki çalılıkların sunduğu siperin ardında, beton evin kapısına doğru sessizce yaklaştılar. Korhan ona döndü. "Kaçıncı kat?"
"Bir komutanım. Soldaki ışığı yanan cam onun odasına ait." İlhan'ın kalbi göğüs kafesini zorluyordu. Sevdiği kadını kurtarmak için buradaydı; elleri ve kolları titriyordu, ama Komutanı Korhan'ın çelik sakinliği ona güç veriyordu.
Korhan, Sedef'in ailesini kışkırtmak istemiyordu. Olay, tazeliğini kaybedince iki taraf arasında da arabulucu olacaktı. Şimdilik sadece zoraki evliliğe engel olmayı temenni ediyordu. Duvara çıkıp cama tırmanmaya başladı ve İlhan'a dönüp işaretini verdi: Bir. İki. Üç.
İkisi aynı anda fırladı ve çıktıkları camdan içeriye baktılar. İçeride, loş ışıklı küçük bir odada, Sedef yatağın kenarında oturuyordu. Gözleri yaşlı ve umutsuzdu. İlhan'ı gördüğü an, önce inanamadı, sonra bir çığlık boğazında takılı kaldı.
"Sedef!" diye fısıldadı İlhan, camı açmasını işaret ederken. Kız koşarak gelip camı açtığında içeriye girip ona sarıldı.
Korhan, oldukça gergindi. "Vaktimiz yok. Hızlanın."
İlhan, Sedef'i kucağına aldı. Sedef'in zayıf bedeni İlhan'ın iri cüssesine sarılırken, İlhan'ın gözleri Komutanına döndü. Korhan başıyla onayladı. Kurtarış tamamlanmıştı.
Tam o sırada evin içinden bir ses duyuldu. "Ne oluyor orada!"
Korhan hızlıca içeriye dalıp odanın kapısını kilitledi. "Koş İlhan! Çabuk!"
İlhan camdan sarkıp güvenli bir pozisyon aldı. Korhan da hızlıca Sedef'i kucaklayıp İlhan'a uzattı. İlhan, sevdiği kadını kollarına alırken güvenli bir şekilde onu aşağıya indirdi.
Korhan, yumruklanan odanın kapısına son bir bakış atıp camdan sarktı ve diğerlerinin yanına indi. İlhan, Sedef'i kucağından indirmeden koşmaya başladı. Korhan da onları takip etti. Odadan gelen bağırtı sesleri sokağı inletiyordu.
Reyna'nın beklediği yöne doğru koştular. Reyna'nın arabanın başında onları beklediğini görmek, Korhan'ın yüzünde zafer ifadesini oluşturdu.
-
Faruk, arabanın sağ kapısının hemen dibinde siper almıştı. "Bir hareketlilik var, Reyna. Hazır ol."
Korhanlar'ın geldiğini görünce hızla koltuğa geçtim ve direksiyonu sımsıkı kavradım. Faruk da hızlıca arka koltuğa geçti. İlhan, Sedef'i arka koltuğa itip o da onun yanına yerleşti.
Sedef, İlhan'ın göğsüne yaslanırken, Korhan da ön koltuğa atladı. "Reyna, şimdi!"
Gaza kökledim. Arabanın tekerlekleri çamurlu toprağı kazıdı ve yerinde dönerek hızla yola fırladı. Biraz uzağımızdan gelen çığlıkları ve bağırtıları duyabiliyorduk. Başarmıştık! Kızı kaçırmıştık.