Arhat ağadan, “Yarım karış havluyla gezen de bendim.” Utanacağını bile bile söylediğim sözlerde bu defa gizlenmek için arkasını döneceğine benden yana dönüp yüzünü göğsüme bastı. “Yaa şöyle konuşmasana!” Her bir sinir ucumdan elektrikli kıvılcımlar gürbüze doğru koştururken gerçekten ateş atmaktan korktum. Karımın dünya gerçeklerinden en ufak bir malumatı yoktu ve elinden benzin bidonu ile yanar dağın etrafında gezinip duruyordu. Ben zaten püskürmeye hazır volkanlardan beterdim ama karım sabrımı sınamak ister gibi en olmayacak işlerin pesinde koşuyordu. En ufak kıvılcımda ikimizi birden yakmaktan korkuyordum. Yanmasına yanardık, mesele değildi ama alt katı harp meydanı gibi bırakmışken üzerimize buzlu su püskürtme ihtimalleri vardı. Bu günün yarını da var deyip dişimi sıkarak yata

