ilahi bakış açısı: Sabah, dağın yamacına gri bir sis gibi oturmuştu. Güneş doğmuştu ama ışığı zayıf ve kararsızdı. Gölge Timi, sessiz bir kararlılıkla ilerliyordu. Eller silahlarında, gözler ufukta. Hedef: terk edilmiş bir sınır yerleşkesi. İstihbarat, yeni hareketlenmeleri işaret ediyordu. Lara, diğerlerinin aksine her adımında daha dikkatliydi. Ayak izlerine değil, arkasında bırakacağı izlere odaklıydı. İçindeki tedirginlik, gece yaşananların tortusuydu. laranın anlatımından devam: Baran, çenesini eğdio. “İyisin değil mi?” diye sordu. başımı salladım. “İyiyim. Sadece… bu sabah her şey daha ağır gibi.”dedim “Hayat bazen seni sevdiğini korkutarak hatırlatır,” dedi Baran. “Ama korku, işin doğasında var. O olmazsa, hata yaparsın.” Kuzey, önden kısa bir el hareketi yaptı. “Siper alın,”

