15

513 Words
Mete avluya girince Züleyha'nın bağırışlarını duyunca panikle eve koştu. Kapalı olan kapıyı bir tekmeyle açtı. Memet Züleyha'nın üstündeki elbisenin yakasını yırtmış, ellerini tek eliyle başının üstünde tutuyor bir yandanda boynuna kafasını gömmüş, kızın bağırışlarını, ağlayışlarını bile duymuyordu. Mete kapıdan gördüklerinin şokuna neredeyse girmeden çıkıp, Memet'i Züleyha'nın üstünden aldığı gibi yumruklarını suratına indirmeye başladı. Züleyha hiçbir şey görecek halde değildi. Dizlerini kendine çekip kafasını dizlerine gömüp hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Mete Züleyha'nın şoka girdiğini anlayınca yumruklarından bayılmış olan Memet'i bırakıp Züleyha 'nın koluna elini uzattı. Züleyha sanki koluna ateş değmiş gibi panikle çekti kolunu daha da şiddetlendi ağlaması. "Züleyha geçti. Bak bana, bak geldim, sana zarar vermesine izin vermem, hadi kaldır başını." Züleyha yavaşça kaldırdı kafasını Mete 'nin yeşil gözlerindeki endişeyi gördü, saniyelik unuttu az önce yaşadıklarını, bir anda kalktı ayağa mavi çiçekli elbisesinin yırtılan yakasını tutarak "öldü mü?" dedi. Mete Züleyha'nın en azından kendine gelmesinin rahatlığıyla "cık. bayıldı şerefsiz" dedi rahatlatmak için tebessüm ederek. İçinden ise yaptığı pislikte boğmak istiyordu Memet denen bu iti. Züleyha 'nın bal gözlerini kan çanağına döndüren bu hayvanın kafasını kendi kanıyla dolu çanaklara sokup sokup çıkarmamayı geçiriyordu aklından. Bi insan nasıl böyle bir adilik yapardı aklı almıyordu. Elbisesindeki çiçeklerden bile daha narin ve kırılgan olduğunu görmüyormuydu yıllardır yanlarındaki kızın? Nasıl cüret edebilirdi ki böyle bir şeye? "Züleyha hadi gidelim. Şikayetçi olman lazım. Ben sana şahitlik ederim. Yanında olucam. Korkma tamam mı?" "Şikayetçi olamam. Ninem duyarsa kalbi dayanmaz. Üstelik şikayetçi olsam bile onu hapse atmazlar. Haberleri izlemiyormusun sen hiç? Yedi kişinin tecavüzüne uğrayan bile rızası vardı dediler diye suçlu, o sapıklarda masum oldu. Üstelik bu sadece birisi bir sürü haber var böyle. Bu sefer adım çıkar bu köyde. Onunla evlenmeye mecbur kalmam için yaptı bu pislik. Şikayet edip herkese bu yaşadığım iğrençliği duyurmam ancak onun ekmeğine yağ sürmek olur. Üzerime gelir herkes. Bu kadarına cesaret edebileceğini düşünmemiştim hiç." dedi gözlerinden akan incileri silerken. "Seni anladığımı söyleyemeyeceğim Züleyha. Yaptıkları yanına mı kalacak? Ya yeniden denerse? Ya bu sefer duyuramazsan sesini? Bu çok saçma insanlar ne derse desin hiçbir koşulda mecbur değilsin bunla evlenmeye. Babamın da dediği gibi bizimle İstanbul'a gelirsiniz. Başka bir yol buluruz gelmek istemezsen. Burada biraz daha durup seninle yapman gerekenleri tartışmak isterdim ama sen kimse bilmesin diyeceksin yine belliki. Bu pislik ayıldığında burada olursak elimden bi kaza çıkacağı kesin, o zaman ister istemez herkes duyacak. Şimdi lütfen ağlamayı bırakıp hazırlan çıkalım. Babamlar muhtarın evine geçmişler." Züleyha yerde yüzü gözü kan içinde olan Memet'in yanından geçip mekanik hareketlerle önce lavaboda elini yüzünü yıkadı sonra odasına girip üstünü değiştirdi. Önceden hazırladığı çantayı da alıp "gidebiliriz" dedi. Züleyha insanlara kolay kolay güvenemezdi. Nedeni ise basitti, yeğeni gibi sahip çıkmayan emmisi, kardeşi gibi görmeyen Memet, kız çocuğu diye, Hüseyin bela bulaşmayalım diye uzak duran diğer akrabaları... İkidir Memet'in elinden alıyordu bu adam onu, hatta ikincisinde resmen azrailin elinden almış sayılırdı. Eğer Memet gerçekten tecavüz edebilseydi hiç düşünmez öldürürdü hem onu hem kendini... Hızır gibi yetişmişti, nasıl güvenmezdi ki artık. Bide düşmekten son anda kurtarmıştı ama onu saymıyordu bile Züleyha... Mete'den önce çıktı kırık kapıdan. Çıkmadan önce Memet'e son bir tekme daha savurdu Mete. Daha önce ağzına almaktan pek hoşlanmadığı değişik küfürler eşliğinde...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD