Köy yerinde gün erken başlar. Züleyha her zamanki gibi erkenden uyandı. Tavuklara bakmak için kümese indi, hızlı hızlı yemlerini verdi. Aşağı evden kimseyle karşılaşmadığına şükürler ederek eve cikti. Ninesinin kahvaltısını hazırladı.Onceki gün ninesiyle topladığı elmaları satmak için dedesinden kalma yanında sepeti olan motosiklet e binip Amasya'ya gitti.
Pazara varınca Hikmet dayının yardımıyla tezgaha elmaları koydu. Daha ikindi vakti elmaların hepsi bitmişti bile. Hızlıca Çarşıda ki eczaneden ninesinin ilaçlarını, marketten bi iki eksiklerini bide kitapcidan test kitaplarını alıp soluğu Tor torun yanında aldı.
Çocukken dedesinin yanında gelirdi pazara.Dedesinin balkızıydı Züleyha. Ne çok özlüyordu dedesini. Anne babasının yokluğunu aratmamak için ne çok didinmişlerdi ninesiyle birlikte. Ah o emmisiyle yengesi yokmu onlardan korumak için ellerinden geleni yapmışlardı. Keşke dedem yaşasaydı da görseydi Hüseyin emmimin ettiklerini diye geçirdi içinden. Yine ne zaman akmaya başladığını bilmediği gözyaşlarını sildi elinin tersiyle.Zayıflık güçsüzlük gösterirse daha çok üstüne gelirlerdi, hem nineside üzülürdü.
Köye yaklaşınca çeşmede elini yüzünü yıkadı.Her pazardan dönüşte uğrardı bu çeşmeye. Köyün girişindeki bu çeşmeyi babası yapmıştı buraya, gelip geçen şu içsin diye Züleyha daha 8 yaşındaydı o zaman. Annesiyle birlikte yemek getirirlerdi babasına. Babasının annesiyle Züleyha yı gördüğündeki yüzündeki gülümsemesini hiç unutmaz. On yıldır hep babasını o gülüşüyle hatırlar. Zaten çeşmeyi yaptıktan az bi zaman sonrada veda etmişti anne babasına.
Köyün meydanını avluda oturan yaşlı teyzelere selam vererek gecti köyün sonlarında olan avlularına tortorunu koydu. Elindeki posetlerle Hüseyin emmisinin evinden kimseyle karşılaşmamak için hızla geçmeye çalışsa da bu sefer şansı yaver gitmemiş hem de en çok yakalanmak istemediği memet e yakalanmıştı bile.
"iyi akşamlar abi" dedi. hızlıca yürümeye başladı.
"ninem bizim evde Züleyha hem ben sana biz senle sözlüyüz abi deme demedim mi" dedi.
"Ben de sana öyle bi söz vermedim demedim mi Memet abi, yok benim rızam demedim mi sınava giricem ben. Bi ay kaldı. Okuycam. Bu sefer de engel olmaya kalkarsanız ninemin hatırı demem gösteririm gününüzü" deyip sinirle yürüdü evine. Nineside avludaki sesleri duyup geldi ardı sıra.
"Ağlama Züleyham ağlayıp ta benim bu yaşlı yüreğimi dağlama. Bilirim istemezsin o nursuzu, ama ne gelir elden? Emmin olacak okutmam evlenecek memetle der başka bir şey demez. Babanla deden olsa böyle mi olurdu. bildirirlerdi onlara hadlerini. Ama yaşlıyım koruyamam seni gelemem ki peşinden her yere ne edelim kızım kaderimize razı geleceğiz." derken nineside ağlıyordu öksüz ünün kötü kaderine.
" Olmaz ninem olmaz! evlenmem ben. dövdüler bir yılıma sebep oldular hiç affetmiycem o emmimi. Onun tek derdi babamın elma bahçesi kıyabilsem rahmetli babamın emeklerine alın rahat bırakın beni diyeceğim ama her bir yerinde anne babamın emeği var" dedi.
Ağlaya ağlaya test çözüp uyuduğu bir günü daha geride bıraktı böylece.