17

746 Words
Muhtarın evinde herkes derin düşüncelere dalmıştı. Herkes bir çözüm üretmeye çalışıyor fakat kimse bir çıkar yol bulamıyordu. O sırada bakışlarını bir Züleyha'da bir Mete'de gezdiren Melek'in kafasında bir ampul yandı. Fakat düşündüklerini doğrudan söylemesinin babasının yanında doğru olmayacağını bildiğinden " aslında anlaşmalı bir evlilik yapabilir. Emmisinin ve Memetin bulaşmaya cesaret edemeyeceği biri olursa" derken herkeste dolaştırdığı gözlerini Mete'ye dikti kısa bir bakış atıp tekrar fikrine diğerlerinin vereceği tepkiyi ölçmek için babasına dönüp "Züleyha evlenir ve okulunu rahat rahat okur. " dedi heyecanlı heyecanlı. Zehra kızı Meleğin fikrini duyunca "kızım anlaşmalı evlilik de neymiş? Güven olurmu hiç öyle evlilik konusunda birine? Hem daha çok zarar gelir öylesinden Züleyha kızıma. " diyerek tepkisini koydu. Allah biliyor ya Zehra bu garip kuşu kendi kızı gibi seviyor, onu Hüseyin emmisinin şerrinden korumayı herkes gibi oda çok istiyordu lakin elden gelen birşey yoktu. Muhtar Ayhan kızının ve karısının söylediklerini kafasında ölçüp tartıyor aynı zamanda da Züleyha'nın tepkilerini izliyordu. Züleyha ise hala üç dört saat önce yaşadıklarının şokundan çıkamadan birde bu evlilik konusunun şokunda ne tepki verebiliyor nede ağzını açıp kendisine dönen bakışlara bir cevap verebiliyordu. Dedesine kızıyordu için için. Keşke herşeyi baştan emmisine verseydi de onu bu durumlarda komasaydı diye geçiriyordu içinden... içinden geçen binbir düşünceden sadece biriydi bu. Mete bu kızın böyle saçma bir durumu kabul etmiyeceğini düşünüyor, daha doğrusu öyle olmasını umut ediyordu. Daha birkaç gündür tanıdığı bu kız çocuğunun hakkında duydukları bir yana birde daha bugün tecavüze uğramaktan son anda kurtulmuş üstüne bahçeleri satar giderim diye teselli olurken satma işi de yalan olmuş üstüne sahte evlilik işi işin içine girmişti. Mete bile düşünürken deliriyordu. Karşısında ki kızın bu kadar sakin karşılamasını şoka bağlamasına rağmen hala ayakta durabilmesini taktir ediyordu. "Ben böyle bir evlilik yapamam Melek. Biliyorum hepiniz iyiliğimi istiyorsunuz... anlıyorum da ama bi şekilde bunun da üstesinden geleceğim. Önceliğim ise ninemin biran önce iyileşmesi. Ben hastaneye gitmek istiyorum müsade ederseniz" diyerek ayaklanması ile üst üste yaşadıkları tansiyonunun oynayıp başının dönmesine sebep oldu fakat diğerlerine belli etmemeye çalışarak toparlandı. Züleyha 'nın ayaklanması ile Ali İhsan bey Mete bizde geçelim hastaneye. Ayhan'a ve Zehra'ya dönüp "herşey için çok teşekkür ederiz, elinize sağlık bunlar öyle hemen karar verilecek konular değil. Uzun uzun düşünmek, bütün çıkış yollarını aramak gerek. En doğrusu ne ise ona karar vereceğine inanıyorum ben Züleyha kızımın" dedi. Sonuna kadar teyzesine verdiği sözü tutacak, bir yolunu bulup Züleyha'yı bu çıkmazdan çıkaracaktı. Hüseyin ile görüşmek için geldiği köyden görüşemeden ayrılmak istemesede Hüseyin karşısına bir türlü çıkmıyordu. Samsun'a gittiğini söylemişti meydanda gördüğü Hüseyin'in köydeki ahbablarından biri. Elbet eninde sonunda dönecek ve bu kaçınılmaz yüzleşme olacaktı. Mete de ev sahiplerine teşekkür edip çıkışa yöneldi. Önden çıkışa varmış ayakkabılarını giymeye çalışan Züleyha'nın yanına vardı. Eğilip ayakkabısına uzandı. Züleyha 'nın iyi olmadığını, bal gözlerindeki kederi, teninin solduğunu görüyor fakat ne diyeceğini bilemediğinden takılmayı seçip " bi giyemedin ayakkabılarını, dikkat et bağcıkları sıkı bağla. Üzerime felan düşersin yine" dedi fısıltıyla. Züleyha hastanedeki ilk karşılaşmalarına gönderme yapan bide yemyeşil gözlerini dikip tebessümle kendine bakan adam yüzünden solgun tenine gelen kırmızılığın farkına varamamış, nerde olduklarınıda bütün gün yaşadıklarınıda unutuvermişti. Allah'tan Melek imdadına yetişti de "seninle bende geleyim Züleyha" demişti de Züleyha girdiği transtan çıkıp kendini toparlamıştı. Gerek yok diyerek onuda daha fazla peşinde perişan etmek istememişti. Meleğin bugün olanları soracağını biliyordu ve kendini anlatabilecek durumda hisetmediğinden Meleği gelmemesi için ikna etti. .... Memet baygın yattığı yerden vücudundaki ağrılarla yavaş yavaş ayağa kalktı. Etrafta gözlerini gezdirip telefonunu buldu. Annesi Fatma'dan beş cevapsız aramayı görünce dudağındaki kuruyan kanı elinin tersiyle silip annesinin aramasına geri döndü. Hastane odasında kaynanasının başında beklemekten bunalan Fatma saatlerdir Memet'e de bir türlü ulaşamayınca kaynanasını birşeyler alıp geleyim diye bir başına bırakıp bahçeye çıktı. Hüseyin'e gelen misafirlerden bahsettiğinde oda "karşı karşıya gelmek istemiyorum onlar geldikleri yere dönence haber ver benim Samsun'da işlerim var" deyip ortadan kaybolmuştu. Memet'le de en son konuştuğunda Züleyha 'nın o adamlarla birlikte gittiğinden deliye dönüp bütün planı batıracak olmasından korkuyordu, korktuğu gibi de olmuştu zaten. Oturup beklemekten başka birşey yapamıyordu Fatma. Telefon çalınca arayanın oğlu Memet olduğunu görünce rahatladı ve hemen cevap verdi. "neredesin sen saatlerdir oğlum? niye arıyorum arıyorum açmıyorsun? " Ağlamaklı bir sesle "anne ben herşeyi mahvettim. Benim olacaktı. O hastanede yanında gördüğümüz züppe geldi. Biz kavga ettik. Züleyha yine onunla gitmiş. Nerde bilmiyorum." dedi bi solukta. Fatma "sen iyi misin biyerinde birşey varmı? diye sordu "önemli birşeyim yok. Anne ya jandarma gelirse Züleyha beni şikayet etmişse? Öldüreceğim o züppeyi de onu da." "Delirme oğlum. Sen bi kaç gün kaybol ortadan hele bi. Bi durulsun ortalık bakalım. Sonra başka birşey düşüneceğiz. Şu gelenler de bi geldikleri deliğe bi dönsün."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD