18

629 Words
Akşam üstü hastaneye varmışlardı. Kısa yolculuk boyunca Ali İhsan bey bu anlaşmalı evlilik konusuna gerek olmayacağını, onu korumak için ne gerekiyorsa yapacağına dair konuşmuştu yine. Züleyha ziyaret saati olmadığı halde nasıl yukarı çıkacağını, birde yengesinin Memet'in yaptıklarından haberi olup olmadığını düşünüyordu. Mete "Baba yoruldun sen de istersen otele git ben burada kalırım." deyince Züleyha düşüncelerinden sıyrılıp "teşekkür ederim getirdiğiniz için ama ziyaret saati olmadığı için benim bile içeri girmem zor olacak o yüzden birlikte gidip dinlenin lütfen" dedi. Yanlarından ayrıldıktan sonra güvenliğe binbir ricada bulunarak ninesinin yanına gidebildi. Odaya girdiğinde yengesinin koltuğa yayılmış uyuduğunu ninesinin de dua ettiğini gördü. Koşar adım ninesinin damar yolu açılan koluna dikkat ederek boynuna sarıldı. Ninesi sabah gönderdiği Züleyha'nın akşamına geri gelmesine şaşırsada yine de döndüğüne sevindi. çünkü Züleyha gittiğinden beri içini biri kerpetenle sıkıyormuş gibiydi. O his kuş olup uçtu gitti. " hoş geldin de neden dinlenmedin a güzel kızım" dedi. Fatma uyanmıştı.Züleyha'nın ninesini üzmek istemiyeceğini bildiği halde ya Memet konusunu açarsa diye kendisine hesap sorarsa diye nasıl davranacağını kestiremediğinden uyuyor numarası yapmaya devam etti. " Çok özledim seni. Bir daha sensiz gitmem evimize. Zaten refakatçi olmadığım için zor çıktım yanına. Benim yorgunluğum sen saçlarımı okşayınca geçiyor ninem" deyip ninesi biraz kayınca hasta yatağına ninesinin yanına sokuldu ve ninesi saçlarını okşarken uyuya kaldı. Sabah vizite gelen doktoru ninesinin bugün ameliyata alınacak olduğunu söyleyince Züleyha korkusunu ve endişelerini ninesinden saklamak için üstün bir çaba sarf etti. Zaten bu aralar en iyi yaptığı şey duygularını saklamaktı. Korku, endişe, duygusal çöküntü ve tıravmalar... dahası neler neler. Şimdilik tek önceliği ninesinin ameliyattan sağ salim çıkmasıydı. Çünkü doktor yaşından dolayı zor bir ameliyat olacağını söylemişti. Ali İhsan bey ve Mete kaldıkları otelde Muhtarın telefonuyla ameliyatın bugün olacağını öğrendiler. Muhtar ve Melek Züleyha'nın telefonuyla köyden çıkmışlar ve yeğenine de haber verip hastaneye geçmişlerdi. Öğleden önce ameliyata alındı Hafize nine. Züleyha ninesini ameliyata girene kadarki güçlü görünme çabasını içeri alınmasıyla birlikte bıraktı. Ninesi girmeden önce ' ben senden razıyım güzel kızım Allah da senden razı olsun. Rabbim ne kadar ömür verdiyse o kadar yaşar insan. Eğer vadem dolduysa seni önce Allah'a sonra Ali İhsan'a emanet ediyorum, sende ona güven, onu dinle, o seni korur kollar. Hüseyin hırslarının esiri olmuş herşeyi yapar onlar. Benim bütün korkum senin için. Güçlü ol kızım daha önce oldun şimdi daha da güçlü ol.' demeseydi belki de o girene kadar bile dayanamaz sakın beni bırakıpta sende ölme diye yanında ağlardı. Şimdi ise can dostu Meleğin kollarında o da ölmesin diye ağlıyordu. Ameliyathanenin önünde zaman durmuş geçmek bilmiyordu sanki. Üç saati aşkındır devam ediyordu Hafize ninenin ameliyatı. Züleyha 'nın gözyaşı bu üç saatte hiç kurumamış dilinde dualarla gözünü kapıdan hiç ayırmıyordu. Ali İhsan, Mete, Ayhan, Melek ameliyatın başladığını duyup gelen Kara Ali hepsi Hafize ninenin sağ salim çıkması için dua ediyor, iyi bir haber için Züleyha'nın yanında bekliyorlardı. Fatma ise elinde telefon, bir dışarı bir içeri girip duruyordu. Durumdan memnun olduğunu ağzı ile söylemesede mimikleri ele veriyordu. Ayhan daha fazla dayanamayıp " Fatma bacı, Hüseyin abinin anasının ameliyata girdiğinden haberi yokmu? O da oğlunda yok ortalarda neredeler?" diye sordu. "Hüseyin bir iş için Samsun'a gittiydi. Ulaşılamıyor telefonuna Memet'imi de babasına bakmaya Samsun'a yolladım Muhtar. Hemide burası zaten yeterince kalabalık onlarda gelir elbet" dedi. Cevap oradaki kimseyi tatmin etmese de yinede birşey demediler. Ali İhsan'ın aklı bir yandan teyzesinin götürülürken kendisine dönüp te "emanetime sahip çık" demesinde bir yandan da oğlunda ki akşamdan beridir ki durgunluktaydı. "Bı sorun mu var oğlum? Bir haftadır senide işinden gücünden ettim. Sen dön yarın İstanbul'a ." demişti akşam ama Mete babasına sorun olmadığını ve ne zaman derse o zaman beraber döneceklerini söylemişti. Fakat iki gündür Sevda telefonlarına cevap vermiyordu Mete'nin. Mete cebinde sessize aldığı telefonu titreyince cevap vermek için biraz uzaklaştı. Arayan kardeşi Ayşin di. Nasılsınız ne yapıyorsunuz faslından sonra Mete kardeşinin kendine birşey söylemek için kıvrandığını anlayıp "anlat hadi abicim" dedi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD