Sonunda adımlarım görmeyi umduğum o yerin kapısında durduğunda tükenmiş haldeydim. Şehrin kasvetli havasında, gökyüzünde tıpkı silik bir daireyi andıran soluk güneşi gizleyen grimsi bulutlar her an yağmurunu akıtacakmış gibi görünüyordu. Yol kenarlarında su geçitlerinde kaldırımın ardındaki ağaçların kuru yaprakları vardı. Sonbaharın soğukluğu ve tükenmişliği gözlerimin önündeydi. Dudaklarımın arasından fırlayıp havaya karışan o sisli buhar gözlerimin önünde kayboluyordu.
Kapının ardından içine ulaştığımda yüzüme kapının yukarısından vuran klimanın serin havasıyla irkildim. Etrafıma bakınıp yeniden önüme döndüm. Eğer babamın böylesine büyük bir restoranı olmasaydı evimi asla bulamazdım. Sadece üst kata çıkıp yatağıma uzanmak istiyordum.
"Leyal?"
Adımlarımı mutfağın giriş kapısına çevird
