Akşam eve döndüğümde beni ilk karşılayan Özge oldu. Eli karnında "Telefonumu ne zaman vereceksin?" diye sordu. Telefonu ne olur ne olmaz diyerek Rüzgar'ın ofisinde saklamıştım. Kilidini kırdırabileceğim birini bulana dek ofiste güvendeydi. "Hayırdır, bebeğinin canı telefon mu aşerdi?" "Yaren uzatma. Telefonumu ver artık!" "Attım." "Ne! Attın mı?!" "Evet!" "Onun kaç milyar olduğundan haberin var mı? Off nereye attın çabuk söyle!" "Sabah kapının önündeki çöplüğe attım." Öfkeyle kabaran göğsü derin bir nefes verince geri indi. Kapıdan bana çarparak terliklerini giyinip bahçede hızla yürümeye başladı. O esnada Can ile Tuba sesimizi duymuş olacaklar ki kapıya geldiler. "Ne oluyor?" "Özge ait olduğu yere dönüyor. Hadi gidip bakalım şuna. Çöpü eşelerken onu seyretmek keyifli olacak."