Annemlere gelmiştim. Akşam yemeği yiyorduk. Sonra da Eva’nın ödevi için oturacaktık. Annem fırında tavuk, pilav ve yoğurt çorbası yapmıştı. Ev yemeği yemeyi özlüyorum. Daha geçen Pazartesi burada olmama rağmen -ki bu haftaki Pazar kahvaltısına gelememiştim- özlemiştim ev yemeklerini. “Bazen sana yemek bırakabilirim,” diye yanıtlamıştı annem benim ev yemeği özlemime dair uzun övgülerimden sonra. “Yorulma. Dışarıdan ev yemeği söylüyorum. Zaten şirketteki odamıza bir mini buzdolabıyla bir kahve makinesi alacağız. İhtiyacımız olduğunu fark ettik.” “Tamam işte öğle yemeklerini de saklama kabında götürür orada yersin.” “Diyetteyim anne, salata, yulaf ya da bowl falan yiyorum öğlenleri.” “Aman sanki ihtiyacın var.” “Çok geziyorum bu ara. Gezme zamanlarında da kaçırıyorum. Tutmak istemiyor

