Zeno'nun zafer kazanmış gibi gülümseyerek ellerini cebine atıp bana bakması beni korkutmuştu açıkçası. Nasıl gitme fikrini unutturacaktı. Aslında aklımda gitme fikri yoktu. Çoktan unutmuştum bunu. Ancak her fırsatta bunu dile getirip onu sinirlendirmek beni garip bir şekilde mutlu ediyordu. Onun her beni bırakmamak için çabaladığını görmek içimdeki öfkeyi azaltıyordu. Kendimce onu affetmenin yöntemini bulmuştum sanırım. Çabaladıkça öfkemi azaltacak ve sonunda bu öfkeyi bitecekti. -"Ne yapacaksın?" Bana doğru yavaş adımlarla yürüdü. -"Çok güzel şeyler. Babacığım sen gözünü ve kulaklarını kapat bizi duyma görme." Yutkunarak geri geri geldim ve son bir ümitle terasa koşarak kaçtım. Peşimden kaçamayacağımı bildiği için yürüyerek geldi. -"Uzak dur benden." Alayla güldü. -"Bu saatten sonra

