Zeno'nun söyledikleri odaya bomba gibi düştü. Gözlerindeki o kırgın ve kızgın ifade içimde bir şeyleri kırdı. Göğsüm hızla inip kalkarken başımı yana eğdim. Yüz yüzeydik şimdi. Bu olayı nereden duymuştu bilmiyorum ama çok yanlış anlamıştı.
-"Yanlış anlıyorsun. Açıklayamayacağım hiçbir şey yok Zeno." O hala kızgınca bakıyordu.
-"Ne açıklayacaksın minik yalancı. Yine ne yalan söyleyeceksin bana." Boynundaki kollarımı çözdüm. Sağ elimi göğsüne bastırdım.
-"Ben bu zamana kadar sana hiç yalan söyledim mi? Sana defile başlarken seninle bir şey konuşmak istediğimi söylemiştim zaten." Gözlerindeki ifade hala kızgın bir lav gibiydi. Bana kötü bir söz söylememek için kendini tuttuğunu görebiliyordum.
-"Evet."
-"Sana her şeyi baştan anlatacağım." Sözlerimi bitirir bitirmez konuştu.
-"Lavabodaki
