Mirza’nın “Güneş!” diye haykırışı odanın dört bir yanına çarparak yankılandı. Onu bu halde görünce bir an için kalbinin korkudan duracağını sandı. Saniyeler içinde koşarak kırılmış cam parçalarının üzerinden atlayıp yataktaki karısının yanına ulaştı. Kaybetme korkusuyla “Ne yaptın sen!” diye bağırdı, Hemen parmakları Güneş’in boynuna uzandı. Nabzı zayıfta olsa hala atıyordu. Panikle Güneş’in karnının üzerinde duran ince, soğumaya başlayan bileklerini kavrayarak ellerini kesilen bölgelerin üzerine yerleştirdi. Onun bileklerinden akan sıcak kan, Mirza’nın avuçlarına dolmaya başlamıştı. Elleriyle baskı uygulamaya çalıştı ama bu yetmezdi. Kanın sıcak akışı, sanki kendi hayatını da çekip alıyordu. Umutsuzca gözlerini kapatıp Güneş’i sarsarak haykırdı “Hayır! Hayır! Gidemezsin! İzin vermem! Aç

