Kalbimin Avukatı

BÖLÜM 2

Geceden kurduğum alarmın çalmasıyla açtım gözlerimi. İçimden geldi bugün kahvaltıyı hazırlayıp anne ve babama sürpriz yapacağım. Hemen rutin işlerimi halledip mutfağa gittim ve çay suyu koydum. Sonra da başladım kahvaltılıkları hazırlamaya. Her şeyi güzelce hazırladıktan sonra en son meşhur kreplerimden yaptım. Tüm aile benim kreplerime bayılırlar. Kreplerde hazır olunca küçük bahçemizdeki sofraya hazırladım kahvaltıyı. Çok seviyorum bu evi. Tek katlı müstakil küçük bir bahçesi olan 3 oda 1 salon şirin evimiz. Babam hep –‘Kutu kadar olsun bizim olsun.’ Der. Bu düşüncesiyle de bu evi yapmış, hem de kendi elleriyle. Her taşta, her çimentoda, her alçıda babamın emeği var.

Ailem çok zor zamanlardan geçmiş. Annem 18 yaşındayken görmüş babam annemi ve ilk görüşte aşık olmuş. Annem o zaman yaşadıkları köyün sağlık ocağında hemşirelik yapıyormuş. Babam hemen gidip anneme açılmış. Annemde babamdan etkilenmiş ama dedemden ve çevreden çekindiği için cesaret edememiş. Babam bakmış ki bu iş böyle olmuyor hemen gidip istemiş ve evlenmişler. Babam o zamanlar yeni bir müteahhitmiş. Evlenmişler canla başla çalışmışlar ikisi de ve çok mutlularmış bir arada olmaktan, kendi yağlarında kavruluyorlarmış. 1 sene sonra annem abime hamile kalmış. Tabi hamileliği riskli olunca babam işi bıraktırmış. Bu arada da babam Kocaeli de güzel bir iş almış ve buraya taşınmışız. Abim doğana kadar her şey rayına oturmuş. Bu arada abim dünyaya gelmiş ve her şey çok güzel giderken babam işten çıkartılmış kriz bahanesi ile. Annem babama destek olmak için çalışmak istemiş ama burada hiç akrabamız olmadığı ve abime bakacak kimse olmadığı için çalışamamış. Bu yüzden uzun yıllar çok büyük sıkıntılarla geçmiş. Hele bir de 5 sene sonra ben gelince iyice zorlanmışlar. Ama hiç isyan etmemiş tam tersi bize ve birbirlerine daha çok sarılmışlar. Zamanla işler yoluna girmiş ve çok şükür kimselere muhtaç olmadan şimdiki hayatımızın temellerini atmışlar.

‘Aman da aman benim güzel kızım bize kahvaltı hazırlamış.’ Annemin sesiyle yerimden sıçradım.

‘Korkuttum mu annecim?’ gittim ve o güzel yanaklarından öptüm.

‘Yok annem korkutmadım dalmışım sadece. Bu arada günaydın.’

‘Günaydın kızım.’

‘Babam nerde annem soğutmadan başlayalım kahvaltıya.’

‘Elini yüzünü yıkıyor gelir şimdi.’

‘Tamam ben çayları getireyim.’ Deyip mutfağa geçtim. Çayları doldurup sofraya geçtiğimde babamın yerine oturduğunu gördüm. Hemen gidip yanaklarından öptüm.

‘Günaydın babaların en yakışıklısı.’

‘Günaydın prensesim.’

‘Aşk yaşamanız bittiyse hadi kahvaltınızı edin.’

‘Kıskanma sultanım.’

‘Ne kıskanacağım kız.’

‘Kızdırma hatunumu Akasya.’

‘Ay ay ay kıyamaz da karısına.’

‘Akasya yaşına başına bakmam döverim seni.’

‘Sustum.’ Deyip ağzıma fermuar çekmiş gibi yaptım. Kahvaltımızı yaparken babam;

‘Kızım yarın kaçta gideceksin işe?’ dedi.

‘Babacım 8:30’ da orada olmam lazım. Trafik olma ihtimalini de düşünürsek 7:30 gibi evden çıkarım.’

‘Tamam güzelim. Yarın seni ben götürürüm işe.’

‘Tamam babacım.’ Bayılıyorum babamın böyle üstüme düşmesine. 24 yaşına da gelsem babamın küçük kızı olmak muhteşem. Kahvaltımız bittiğinde annemin yardımıyla sofrayı topladım. Babam ve annemin türk kahvesini de yaptıktan sonra odama geçtim. Bu güzel Pazar günü sahile inip biraz bisiklete binebilirim, yazın son günlerinin kıymetini bilmek lazım. Hemen üzerime dar paça kotumu giydim ve üzerine salaş bir tişört geçirdim.

Belime uzanan saçlarımı da bol şekilde ördüm ve işte hazırım. Sırt çantama gerekli eşyalarımı alıp salona geçtim. Kapıda anne ve babamı görünce azar yiyeceğimi bilsem de durup seyretmeye başladım.

‘Yağmur’um geldin 48 yaşına artık biraz yaşlan be güzelim.’

‘Yaaa Taner.’

‘Ne Taner hatun sen böyle güzel olursan benim bu yaşlı kalbim nasıl dayanır hiç düşünüyor musun?’

‘Saçmalama Taner yaşlandım artık. Dediğin kadar genç değilim.’

‘Sen aynalara bakmak yerine benim gözlerime bak o zaman ne kadar genç ve güzel olduğunu görürsün güzelim. Ben sana bakınca hala 18 yaşında beyaz üniformalarının içindeki güzel kadını görüyorum.’ Diyen babam annemi öpmek için eğilince mahremiyet sağlamak için tam arkamı dönmüş gidiyordum ki yakalandım.

‘Akasya! Sana kaç kere diyeceğim sessizce izleme bizi diye!’

‘Ama anne çok güzelsiniz ne yapayım? Babam seni öyle güzel seviyor ki gel de izleme.’

‘Sende değil ki suç babanda! Kırk kere dedim evde koca kız var ortalıkla yapma böyle şeyler diye!’

‘Al işte gene kabak benim başıma patladı sayenizde Akasya hanım.’

‘Kızma babacım bak ben gidiyorum sizde rahatça aşkınızı yaşayın.’

‘Nereye prensesim?’

‘Hava çok güzel babam sahile inip bisiklet süreceğim biraz.’

‘Tamam güzelim çok geçe kalma.’

‘Tamam paşam merak etme.’ Deyip kapıya gittim. Beyaz adidaslarımı giyip kulaklığımı takıp sahile doğru yürümeye başladım. Allah’tan sahil eve 20 dakikalık yürüme mesafesinde. Kulağımda çalan hareketli şarkıyla yürüyüş hızımı biraz daha arttırdım. Bu arada da yarın başlayacağım işimi düşünmeye başladım. Dışarı belli etmesem de çok heyecanlıyım. Bu meslek için tam 5 yılımı verdim. Şimdi de emeklerimin meyvesini toplama zamanım. Avukatlık! Sanırım tek hayalim. Adalet için savaşmak, adaletin yerine gelebilmesi için yardımcı olmak işte bu benim mesleğimi paha biçilmez yapan şey. Lise de karar verdim avukatlığa ve o günden beri canla başla çalıştım. Ne gezdim, ne yedim, ne de içtim. Sadece çalıştım. Şükür ki bu çalışmalarım sonuç verdi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. 4 yıl boyunca da hiç ara vermeden ders çalıştım ve çok şükür hiç takılmadan 4 yılda okulumu bitirdim, 1 senede stajımı yapıp tamamen bir avukat olma hakkını kazandım. Evime döndüğümde çalışmak için can atarken babamın ısrarları sonucu 1 sene ara verip dinlendim, gezdim, eğlendim. İşte şimdi aşığı olduğum mesleği yapma vakti. Yaptığım iş başvurularından en çok istediğim yerden geri dönüş yapıldı. Küçük bir avukatlık bürosu toplamda 10 avukatları var benim ile birlikte. Küçük olmasına rağmen kazandığı davalarla buraların en çok tercih edilen bürosu Soyhan Hukuk Bürosu. Büro aslında 2 sene önce kuruldu ama baş avukatı ve kurduğu ekibi sayesinde kısa sürede çok iyi işler başardılar bende bu ekibin parçası olmak için gece gündüz dualar ettim ve sonunda oldu.

Düşüncelerime dalmış yürürken sahile geldiğimi fark ettim ve hemen gidip bisiklet kiraladım, çantamı öndeki sepete koydum ve sahil boyu bisikleti sürmeye başladım. Bayılıyorum rüzgarın tenime değmesine. Bana kendimi özgür hissettiriyor, yaşadığımı hissettiriyor. 3 saat kadar bisikleti sürdükten sonra yerine götürdüm ve sahildeki cafeye doğru yürüdüm. Kendime sütlü kahve sipariş edip kitabımı açtım ve okumaya daldım. Beni kitabımın sihirli dünyasından çıkartan telefonumun sesi oldu. Meleğim arıyor.

‘Efendim meleğim.’

‘Kızım neredesin hadi gel artık yemek saati geldi.’

‘Tamam annem. Kitap okumaya dalmışım saati fark etmedim hemen geliyorum.’ Deyip telefonu kapattım. Hesabı ödeyip kulaklıklarımı taktım ve eve doğru yürümeye başladım.

Kapıyı çaldığımda güzeller güzeli annem açtı.

‘Hoş geldin annecim hadi hemen elini yüzünü yıka sofra hazır.’

‘Tamam annem hemen yıkayıp geliyorum.’ Hızlıca banyoya geçtim. Bilirim babam bekler çünkü bizim evin kuralıdır yemekler tüm aile bireyleri sofraya oturunca yenir. Ellerimi kurulayıp hızlıca sofraya geçtim.

‘Offf annem gene döktürmüşsün ellerine sağlık.’

‘Afiyet olsun annecim.’ Yemeklerimiz yenmeye başlandı, bir yandan da haberleri dinliyorduk. Yemekler yendi sofrayı toplamak tabi k zavallı Akasya’ya kaldı. Bulaşıklarda bitince çay suyu koydum ve bu arada da üzümlü kek yapmaya başladım. Çay ve kek hazır olunca anne ve babama servis ettim.

‘Ben odama geçiyorum canım ailem.’

‘Nereye kızım erken daha.’

‘Annem biliyorum sabah duş alıp çıkmama müsaade etmezsin. O yüzden duşumu alacağım ve erken yatacağım. Sabah dinç uyanmak istiyorum.’

‘Tamam annem o zaman.’ Gidip annemi de babamı da öptüm ve banyoya geçtim. Güzel ve rahatlatıcı duşun ardından üstümü giyindim ve kendimi yumuşacık yatağıma bıraktım. Yarının heyecanından arınmak için kitabımı elime aldım ve okumaya başladım. Kendimi kitaba öyle kaptırmışım ki saate bakınca yatmak için kitabımı kapattım ve yarının verdiği heyecanla uyumak zor olsa da gözlerimi yeni ve güzel bir gün için yumdum.

Hatalarım varsa affola.

*Bayan ATABAŞ*