Durmaksızın on gündür at üstünde yolculuk yapıyordu Isabel. Eaymonn ve yanında bulunan bir düzine asker rahat etmesi için ellerinden geleni yapıyorlar, her biri ona oldukça saygılı davranıyordu. Molalarda kurdukları çadırda bedensel olarak dinlendi de zihni çok yorgundu. Fernando'yu düşünmediği tek bir an yoktu. Onun yaşayıp yaşamadığını bilmek istiyordu. Yola çıktıkları ilk günlerde ağladığını fark eden Eaymonn, Fernando'nun acımasız bir adam olduğuna dair birçok hikaye anlatmıştı. Isabel yeni hayatına doğru yol alırken onu nelerin beklediğini henüz bilmiyordu. Eaymonn kuzey İrlanda'ya ulaşınca büyükannesinin onunla her şeyi konuşacağını söyleyip lafı değiştirmekle yetiniyordu. İngiltere'nin hiç görmediği topraklarını geçerken ne kadar büyük bir ülke olduğunu düşündü. Oysa yaşadığı yer

