4.BÖLÜM

1379 Words
Aylar sonra... Genç kadın bahçenin kenarındaki oturduğu bankta kılıçlarını kıyasıya çarpıştıran genç adamları izliyordu. Mavi gözleri, hoş bakışları her erkeğin kalbine işleyecek kadar muhteşem hatta göz alıcıydı. Kızıl saçları güneşin altında daha bir parlaktı. Güzelliğinin ve zaratinin farkında olan kadın, bakışlarını yakaladığı adama her fırsatta gülümsemeyi ihmal etmedi. Gözlerini genç adamdan ayırmak gibi bir niyeti yoktu. Genç adam üzerine giydiği siyah gömleğin yakasını göğüs kaslarını belli edecek kadar açmış, kollarını yukarıya kadar kol kaslarını ortaya çıkaracak kadar geriye sıyırmış, altındaki dar pantolonu ve deri çizmeleri güzel bir uyum sağlamıştı. Kısa kullanmayı tercih ettiği siyah saçlarını geriye doğru taramış ufak bir perçem alnına düşmüştü. Yeşil gözleri ve manalı bakışları genç kızların içini ısıtmaya yetiyordu. Elindeki kılıcı ustalıkla kullanırken, güçlü olan rakibi karşısında yenilmek niyetinde değildi. Leydi Clara safran rengi elbisesinin eteklerini zarif elleri ile düzeltip, ince ve narin parmaklarını göğüs dekolitesinin üzerinde gezdirdi. Bembeyaz gerdanı ona doğru bakan genç adamın aklında harika hayaller kurmasına sebep oldu. Clara çekiciliğini kullanmayı çok seviyordu. Genç adam elindeki kılıcı onu seyrederken düşürme tehlikesi geçirince, rakibi sesli bir kahkaha savurdu. Ve ona doğru seslendi. "Dostum topla kendini! Güzel bir kadın savaşı kaybetmene sebep olabilir. Zaaflarına yenilmemeni öneririm. Kadınlar her zaman tehlikelidir biliyorsun. Az kalsın seni mağlup edecektim Fernando. Clara aklını başından almadan bu raundu bitirelim." "Endişelenme Archer. Hala aklım başımda. Bir kadın için bir ülkeyi riske atacak kadar aptal değilim." Bir süre daha kılıç talimleri devam etti. Kazanan olmadığı için oyunu berabere bitirdiler. İki yakın dost birbirlerini başları ile selamlayıp, kılıçlarını toprağa sapladılar. Fernando iki yıl önce geldiği sarayda önce orduda yer almış, birçok savaşta kendini fazlasıyla kanıtlamıştı. Son bir yıldır aynı yaşta olduğu prens Archer ile katıldıkları savaşlarda elde ettikleri zaferlerle çok yakın iki dost olmuşlardı. Archer çoğu zaman arkasını kollayan dostuna saygı duyuyordu. Onların çok yakın oldukları, güçleri ve cesaretleri herkes tarafından duyulmuş, kralın oldukça hoşuna gitmişti. Zaten yakın dostu Braylan'in oğlunu kendi oğlu gibi görmeye başlamıştı. İki yakışıklı adam kadınların gönlünde taht edinirken, Leydi Clara Fernando'nun yakın ilgisini çoktan çekmişti. Archer ve Fernando onları izleyen Clara'ya doğru yol aldılar. Genç kadın ayağa kalktı. Fernando güzelliğine hayran olduğu kadına gülümseyerek bakındı. Archer neşeli sesi ile Clara'ya seslendi. "Sevgili kuzenim sevgilin bir rakibi ile dövüşürken onun dikkatini çekecek şeyler yapmazsan iyi olur. Yoksa ölü bir adamdan kocan olmasını bekleyemezsin değil mi?" Clara birkaç aydır varlığı ile mutlu olduğu ve oldukça hoşlandığı Fernando'ya doğru yöneldi. Yakışıklı adamın onu izleyen yeşil gözleri dudaklarına doğru kaydı. "Fernando kolay yenilecek bir adam değil prensim. Onun her koşulda rakibini yenebileceğimden eminim. Bu yüzden öleceğini düşünmüyorum." "Teşekkür ederim Leydim." dedi Fernando gülümseyerek. "Bana güvenmeniz onurumu okşadı. Sizi bırakıp ölmek gibi bir niyetim yok. Daha birbirimizi yeni tanımaya başlamışken, kaybetmek istemediğimi bilmenizi istiyorum." Prens Archer ikisinin sohbetinin arasına girdi. "Çok şanslısın Fernando. Clara gibi muhteşem bir kadına sahip olmak her erkeğin hayali. Kuzenimin seni mutlu edeceğine çok eminim. Birbirinize çok yakıştınız. Ayrıca ailemize senin gibi güvenilir bir adamın damat olarak girmesi bizim için ayrı bir şeref oldu." "Benim için de öyle Archer. Leydimin evlilik teklifimi kabul etmesi beni çok mutlu bir adam yaptı. Onun çok muhteşem bir kadın olduğunun farkındayım." Clara bahçeden saraya doğru giderken artık nişanlı olduklarını düşündüğü Fernando'nun koluna girmiş, tek eli ile eteğini tutuyordu. Onların birlikteliği sarayda yaşayan herkes tarafından duyulmuş ve hoş karşılanmıştı. Kral bu evliliğin şans getireceğine inanıyordu. Clara kralın küçük erkek kardeşinin tek çocuğuydu. Babası öldüğünden bu yana sarayda en iyi şekilde yetişmişti. Düğününde hakkı olan birçok şeyi vermeyi düşünüyordu. Güzel bir kale ve verimli topraklar Clara için düşündüğü şeyler arasındaydı. Kendi oğlu tahtın sahibi olduğunda, Clara kız varis olarak sadece ona verilenlerle yetinmek zorundaydı. İyi bir eşinin olması kral için bu yüzden önemliydi. Archer'a sorun çıkaracak başka bir varis olmamalıydı. Archer genç çifti izlerken bomboş kalbini düşündü. Henüz kendini ona mahkum edecek bir kadın karşısına çıkmamıştı ama yine de umutsuz değildi. Yirmi yaşını yeni geçmiş bir adamın daha çok zamanı vardı. Sarayın içinde hazırlanan koca yemek masasına doğru ilerlediler. Masada yerlerini alırlarken hizmetçiler servise başladı. Archer Fernando'nun birkaç gün sonra kendi kalesine döneceğini duyunca üzülmüş ama bunun sebebinin babasının rahatsızlığı olduğunu bildiği için hak vermişti. "Fernando umarım babanın ciddi bir şeyi yoktur. Kısa sürede buraya dönebileceğini umut ediyorum. Önümüzdeki ay İrlandalılarla imzalayacağımız anlaşmada yanımda olmanı istiyorum." "Bende ciddi bir şey olmadığını düşünmek istiyorum Archer. Ayrıca gitmemin en büyük sebebi Clara ile aldığım evlilik kararını onlara bildirmek. Ailemle buraya gelip kısa sürede bu olayı resmiyete kavuşturmak niyetindeyim. Clara'yı tanıyınca onların da çok beğeneceğine oldukça eminim." Clara planlarından bahseden adama bakarken gülümsedi. Fernando onu hayallerine götürebilecek tek adamdı. Ve en büyük hayali bir gün bu sarayın kraliçesi olabilmekti. Ne pahasına olursa olsun bunun için savaşacaktı. Yemek sonrası Fernando nişanlısı ile arka bahçedeki çardakta sohbete daldılar. Kollarının arasındaki kadın güzelliği ile onu etkiliyordu. Beğenmek veya aşık olmak... Ne hissettiğini çok çözemese de hayatta karşılaşacağı en harika kadının o olduğuna inanıyordu. "Evlendikten sonra kalemde yaşayacağız leydim. İstediğin zaman seni buralara getiririm endişen olmasın." Clara bu fikirden çok hoşlanmasa da şimdilik kabul etmesi gerektiğini düşündü. "Lordum siz nerede istiyorsanız ben orada yaşamaya razıyım. Bir kadının yeri kocasının yanıdır." Fernando genç kadının dudaklarını öpmeye başlayınca içinde garip bir his uyandı. Clara ona karşılık verirken öpüşmek daha zevkli bir hal almıştı. Her konuda kendisine itiraz etmeyen bir eş onun için en iyisiydi. Üstelik böyle bir kadını kollarında taşımaktan onur duyacaktı. Clara'yı düşünüp uykuya dalarken, eksik olduğunu düşündüğü bir şey olmuştu ama ne olduğunu bir türlü bulamamıştı. Heyecan ve tutku vardı. Beğeni ve takdir de... Çok düşünmenin yersiz olduğuna karar vermişti. Clara onun karısı olabilecek her şeye sahipti. Fernando birkaç gün sonra kalesine gitmek için yola çıktı. Uzun bir süredir görmediği ailesine yapacağı süpriz konusunda heyecanlıydı. Annesinin iyi bir gelini olacağını öğrenmesi mutlu olmasına sebep olacaktı. Yolculuk çok rahat geçti. Cromwell kalesini karşı tepeden izlerken içini bir huzur kapladı. Bu topraklar ve kale neredeyse bir asırdan fazladır ailesine aitti. Kalenin köy yoluna girince neşeli köy halkının onu selamlaması gururunu okşadı. Atının üzerinde ilerlerken kendinden emin ve güçlü görünüyordu. Köyün meydanında toplanan ve oldukça kalabalık olan insanlar dikkatini çekti. Sanki birileri dövüşüyor, diğerleri onları alkışlıyor gibiydi. Merakına yenilip atını o yöne doğru sürdü. Onun geldiğini fark eden insanlar kenara çekildikçe meydanın ortasında izledikleri şeyin ne olduğunu görmeye başladı. "Bir daha benim hayvanlarımdan birini çalarsan seni doğduğuna pişman ederim!"diye bağırıyordu genç kız öfkeyle. "Kim edecek sen mi? Hahaha..." diye gülerek cevap verdi sert görünüşlü bir adam. "Evet ben! Bu sana son uyarım. Bir daha ki sefere hançerimi boynuna saplamak için çok düşünmeyeceğim. Senin cezanı kendim vereceğim domuz!" Genç kız kendinden oldukça güçlü görünen adama meydan okurken korkmuyordu.Elindek uzun ve kalın sopayı ona doğru doğrultmuş oldukça cesurdu. Onları izleyen insanların keyif aldığı belli oluyordu. Hatta kahkaha atanlar çoğunluktaydı. "Seni o saçlarından tutup köyün meydanından ormana kadar sürüklerim sürtük!" "Dene bakalım koca kafalı! O ellerin bana dokunursa bir daha asla kullanamazsın!" Adam tüm öfkesi ile üzerine doğru yürürken Fernando yüzünü net göremediği kıza yardım etmek için atından indi. Genç bir kadının bir erkek tarafından acımasızca dövüldüğünü izlemek niyetinde değildi. Kaşlarını çatarak, yüzünde sert bir ifadeyle elini kılıcına attı. Bu arada adam kızın üzerine doğru hızla harekete geçmişken daha kılıcını yerinden çıkarmaya fırsat bulamadan, adamın sert iki sopa darbesi ilen yere yuvarlandığını gördü. Anlaşılan o ki genç kız kolay lokma değildi. Ama adam da pes etmek niyetinde değildi. Genç kızın ayaklarını yakalayıp onu yere yuvarladı. Üzerine öyle bir yığıldı ki kız onu itmeyi başaramıyordu. Fernando kavgayı bitirmek için onlara doğru yaklaştı. Kılıcını adamın sırtından geçirirken hiç tereddüt etmedi. Hem bir hırsız hem de kadınlara saygı duymayan bu adamın yaşaması için bir sebep yoktu. Arkadan gelen darbe ile kızın üzerine yuvalanan adamı, genç kız eliyle sertçe yere doğru itti. Hızla ayağa kalkıp dağılan saçlarını ve toz olan pantolonunu çırparken, kendisine yardım eden kişiyi görmek için arkasına doğru döndü. Aynı anda ikisi göz göze geldiler. Fernando bu bakışları tanıyordu ama kimdi? Genç kıza biraz daha dikkatli bakındı. Uzun bal sarısı saçları,bal köpüğü rengi gözleri.... "Isabel..."dedi usulca. Evet oydu. Çok değişmişti. Genç bir bayandı. Yüzü, gözleri ve bakışları... Buradan giderken onu kesinlikle bu şekilde bırakmamıştı. Şaşkınlığı yüzüne yansıdı. "Bana yardım etmeniz için bağırdığımı hatırlamıyorum. Kendim de halledebilirdim." dedi genç kız karşısında dikilen adama bağırarak. "Derdin ne senin? Kahraman olmak mı? Aptal!" Fernando onu dikkatlice incelerken aslında hiç değişmeyen şeyin huyları ve cesareti olduğunu anlayabildi. Üzerinden çıkarmadığı eski ve yamalı pantolonu... Kirli saçları... Yine pasaklı ve yine kabaydı Isabel... Hatırladığı gibiydi ancak şimdi karşısındaki kadının, yıllar önceki çocukla hiçbir alakası yoktu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD