Yüzbaşı Minel’in etrafı izleyerek karargaha yürüşünü izledi. Gözlerini alamıyordu bu kadından. Büyüleyiciydi bir kere, güneşte parlayan kızıl kıvırcık saçları kadının asiliğinden savrulup duruyordu, zapt edilemiyordu. Bir de o büyük gözleri yok muydu.. ahh.. dedi Yüzbaşı, neydi rengi öyle. Bir iki kere görmesine rağmen bakmaktan alıkoyamıyordu kendisini. Genç kadın saatini kontrol etti bir iki dakikası daha vardı, yetiştim dedi hafif tebessümle. Bir yere geç kalmayı sevmezdi, bu söz konusu mesleği ile alakalı bir durumsa dakikalar öncesinden gider, beklerdi. Merdivenlen çıkarak içeriye girdi ve sağa sola bakarak ilerledi. Albay Tevfik’in odasının önüne gelince postası hemen haber verdi Albay’a. “Gel kızım,” diyerek yerinden kalkıp genç kızı eliyle içeriye davet etti. İçerisi dışa

