Levent pazartesi sabah ofisinde bir başına oturmuş ekrandaki projeye bakıyordu. Ama projeyi gördüğü bile yoktu. Onun aklı Hicran’la olan öpüşmesindeydi. Dudaklarında hissettiği şey aklına geldikçe ruhu çekiliyormuş gibi hissediyordu. Bu histen kurtulmak için iki saat yüzmüş, üstüne kardiyo çalışmıştı. Yorgunluktan ölecek kadar koşmuştu ama yine de aklından Hicran’ı silememişti. Nefes aldığında sanki onun çiçek esanslı parfümünün kokusunu duyuyordu. Sabah ofise gelmeden masaja bile gitmişti ama Hicran’ın boynuna değen ellerini unutamıyordu. Odasına gelen asistanını bile görmedi. Öylece dalmış çizime bakıyordu. Nesrin birkaç kez ismini söylemiş olsa da Levent hiç duymadı. En son Nesrin masaya yanaşıp “Levent Bey” dediğinde duymuştu. Ne oldu der gibi bakıp, açık olan projeye daldığını söyledi

