Kübra, duştan sonra titreyen elleriyle saçlarını düzelttiğinde aynada gördüğü yansımasından hoşlanmamıştı. Ancak bu defa içindeki karışık hislere direnmek yerine onları kabullenmeye karar verdi. Kerimhan’ın donuk bakışlarının, dokunuşlarının, ona olan etkisi göz ardı edemeyeceği kadar büyüktü. Artık nefretle karışan bu çekimin yerini inkar edemeyeceği bir tutku almaya başlamıştı. Derin bir nefes aldı ve kendine fısıldadı: “Belki de her şey göründüğünden daha karmaşıktır. Tek doğru yoktur...” diye fısıldadı. Kerimhan'ın sesine bile çekiliyor olmaktan, dokunuşlarıyla böylesine kendini kaybetmekten her zaman utanıyor, suçlu hissediyordu. Bekaretini kaybettiği anı unutmamıştı ama acısı eskisi gibi değildi. Ona yaptığı şey yüzünden her sevişmelerinden sonra kendini iğrenç hissetmekten bı

