GECENİN ARDINDAN

1160 Words
Gerçek bir hayat hikayesi Bölüm 1 – İhanetin Acı Tokadı Yıl 1998’in kış ayları… İstanbul’un soğuğu içlere işlerken, Gülcan’ın hayatında çok daha derin, çok daha keskin bir ayaz başlamıştı. Beykoz’un yükseklerinde, iş yeri ve apartmanları olan, inşaat işleriyle uğraşan, maddi durumu oldukça iyi bir adamın karısıydı Gülcan. İki çocuk annesi, sessiz, onurlu bir kadındı. İkinci çocuğunun doğumundan kısa süre sonra, kız kardeşi Sevda, “yardım etmek” amacıyla onlarda kalmaya başlamıştı. İlk zamanlar normaldi her şey. Anne olmanın yorgunluğunu üzerinden atarken, kardeşi evin işlerine yardım ediyor, bebeğe bakıyordu. Fakat zaman geçtikçe bir gariplik çöktü evin üstüne. Sevda gitmek bilmiyor, kocası Mehmet ise Sevda’nın kalması için bahaneler üretip duruyordu. Çocuklara ve eve yetişemediğini ima edip, Sevda’nın kalması gerektiğini söylüyordu. Gülcan durumdan rahatsız olsa da kocasına karşı gelemiyordu. Mehmet, eşine olan ilgisini kaybetmişti sanki. Artık Gülcan’ın gözüne bile bakmıyor, ona yabancı bir kadın gibi davranıyordu. Ama Sevda’ya… Sevda’ya başka bir dilden konuşuyordu. Nazik, güler yüzlü, şefkatliydi ona. Gülcan sessiz kaldı. İçinde bir kuruntu olduğunu düşündü önce. “Yeni doğum yaptım, belki de duygusalım” dedi kendi kendine. Ama içi içini yiyordu. Bir kadın yüreği, başka bir kadının gözlerindeki niyeti görür. Gülcan, kendi kardeşinde o bakışı görmüştü. Gülcan kardeşini üstü kapalı uyarıyor, eniştesiyle çok samimi olmamasını tembihliyordu. Sevda ise, “Yok artık, eniştemi benden mi kıskanıyorsun? Lohusalık geçmek bilmiyor galiba sende,” diyerek bir de alay ediyordu. O sırada büyük oğlu ilkokul 1. sınıfa gidiyordu. Küçük oğlu ise henüz üç aylık bir bebekti. Bir gece, bebeğini emzirmek için kalktı. Yanı başında olması gereken Mehmet yatağında değildi. Yatağın sol tarafı buz gibi soğuktu; belli ki hiç yatmaya gelmemişti. Bebeğini emzirip yatırdıktan sonra evin içinde onu aramaya başladı. Mutfakta olabilir diye düşündü, holün ışığını yaktı, mutfakta hiç ses yoktu. “Allah Allah, nerede bu adam?” diye içinden mırıldandı. Gözü salona ilişti. Televizyonun sesi kısık da olsa geliyordu. Salona yöneldi. Ve o salonda, hayatını paramparça edecek manzarayla karşılaştı. Kocası, kız kardeşinin kucağına başını koymuş televizyon izlerken ikisi de uyuyakalmıştı. Kız kardeşinin eli eniştesinin göğsünde, sarılmış gibi duruyordu. Gözlerine inanamadı. Kalbi, beyni, her yanı uyuştu. Bir anda gözlerini kapatıp kendi kendine “Yanlış gördüm… Uyku sersemiyim…” dedi. Gidip yatağına döndü. Gözyaşlarını içine akıttı. O an, kalbinin içinde bir şeyler kırıldı, parçalandı ama ses etmedi. İçindeki şüphe beynini kemirirken tekrar uykuya daldı. Bölüm 2 – Gözler Gördüğünde Yürek Susamaz Sabah kahvaltısında Mehmet, gayet rahat bir şekilde: “Bugün Sevda’yla alışverişe çıkacağız, eksik ne varsa yaz, alalım,” dedi. Gülcan’ın içinden bir ateş geçti. O gece gördükleri bir hayal değil, gerçeğin ta kendisiydi. O an konuşmadı. Ama içindeki sessiz fırtına artık dışarı taşmaya başlamıştı. Bir plan yaptı. Taksi çağırdı. Evden biraz uzakta beklemesini istedi. Mehmet, Sevda’yı da yanına alarak arabayla dışarı çıkınca, Gülcan da sessizce çocuklarına döndü: “Efe, kardeşine bak olur mu? Ağlarsa emziğini ver. Ben hemen döneceğim.” dedi. Gidecekleri market zaten belliydi. “Bakalım gerçekten markete mi gittiler?” diye konuştu kendi kendine. Taksiye atladı, arkalarından takip etti. Mehmet, arabayı bir parkın yakınında durdurmuştu. Gülcan arabayı görünce şoföre “dur” dedi. Mehmet, Sevda’yla yürüyerek parka doğru gidiyordu. Gülcan, uzaktan olan biteni izliyordu. Birlikte yürüdüler, güldüler. Bir banka oturdular. Sabah saatleri, park tenhaydı; etrafta kimse yoktu. Ve orada… Mehmet, karısının kız kardeşinin ellerini tuttu. Sevda karşılık verdi. Sonra Mehmet eğildi, dudaklarından öptü. Gülcan’ın gözlerinden yaşlar süzüldü. Gözlerine inanamıyor: “Olamaz… Bu nasıl olur… O benim kardeşim… Hayır, hayır olamaz böyle bir şey! Allah sizi kahretsin!” diyerek ağlıyordu. O sırada taksi şoförü aynadan ona baktı: “Kızım… Böyle bir adam için ağlama. Yazık ediyorsun kendine,” dedi. Ama Gülcan’ın yüreği kelimelere kapanmıştı. O anı sadece yaşadı. Sustu. Eve döndüğünde bebek ağlıyordu. Efe, kardeşini susturmaya çalışıyor ama kendi gözyaşlarını durduramıyordu. Gülcan çocuklarına sarıldı. Saatlerce ağladı. Bundan sonra hayat artık başka bir yere evrilecekti. Bölüm 3 – Terk Edilenler, Unutulan Sözler O gün marketten dönmüş gibi Mehmet ve Sevda birkaç poşetle eve geldi. Sevda’nın gülmekten ağzı kulaklarına varıyordu; yolda Mehmet ona komik bir şeyler anlatmıştı, öyle söylüyordu. Mutfağa gelirken yine gülerek elindeki poşetleri masaya bıraktı. Yüzsüz bir şekilde ablasına: “Benden bu kadar, çok yoruldum. Sen aldıklarımızı yerlerine koyarsın,” dedi. Gülcan tezgâhı siliyordu. Elindeki bezi fırlattı: “Demek çok yoruldun, öyle mi Sevda? Al, benden de bu kadar!” diyerek tokadı patlattı. Ne olduğunu anlayamayan Sevda: “Delirdin mi be! Sen bana ne hakla vuruyorsun?” derken Gülcan bir tokat daha attı kardeşine. “Çabuk pilini pırtını topla, defol git evimden! Bugün sizi takip ettim. Kocamla parktaki öpüşmenize kadar her şeyi izledim! Sen buraya, enişteni baştan çıkarıp benim yuvamı yıkmaya gelmişsin!” diyerek Sevda’yı saçından tuttuğu gibi kapının önüne attı. Bağrışlara koşup gelen Mehmet de Gülcan’ın öfkesinden nasibini aldı. “Sen ne ahlaksız bir adamsın ki karının kız kardeşiyle aşk yaşıyorsun? Utanmaz, arlanmaz!” diyerek çığlık çığlığa bağırıyordu. Gülcan’ın çığlıkları, Mehmet’in birden: “Yeter artık Gülcan! Senden soğudum, artık seni istemiyorum. Evet, Sevda’ya âşık oldum. O da beni seviyor. Senden ayrılıp onunla evleneceğim!” sözüyle sustu. Gülcan duyduklarına inanamıyordu. “Evet,” dedi Mehmet, “doğru duydun. Artık seni istemiyorum.” Gülcan: “Yazıklar olsun sana ve sana harcadığım yıllara! Allah cezanızı versin. Bu günü unutma. Ben hiç unutmayacağım!” dedi ve çocuklarını toparlayıp annesinin evine gitti. Gülcan’ın ailesine her şeyi anlattığında, herkesin yüzü buz kesildi. Mehmet çağrıldı. Açık açık her şeyi itiraf etti: “Evet, hataydı. Ama ben Sevda’yı seviyorum. Onunla evlenmek istiyorum. Gülcan’dan boşanacağım.” Ama devamı daha da acıydı: “Sizi mağdur etmeyeceğim. Gülcan’a ve çocuklarıma bakacağım. Çocuklarım benim canım. Onları asla ortada bırakmam.”dedi. Sözler güzeldi. Ama Mehmet, zenginliğini bir perde gibi kullanarak sadece susturdu herkesi. Aile “adam bari arkasında dursun” diyerek sustu. Boşanma gerçekleşti. Gülcan, iki çocuğuyla annesinin evinde kalıyordu artık. Ama orada sevgi yerine, azar ve hor görme vardı. Annesi ve babası: “Bir adamı tutamadın, elinden kaçırdın.” “Sen ne bilirsin ev geçindirmeyi?” diyerek Gülcan’ı suçluyorlardı. Mehmet verdiği sözleri tutmadı. Gülcan’ı ve çocukları hiç aramadı, onlara bakmadı bile. Çünkü Sevda, ablasından nefret ediyor; Mehmet’in onlarla görüşmesini istemiyordu. Gülcan bir yanda çocukları, bir yanda her defasında ona sitem eden anne babasıyla çok zor bir sınav veriyordu. Ne iş bulsa gidiyor, kuruş kuruş para biriktiriyordu. Temizlikçilik, tezgahtarlık, bulaşıkçılık... Yıllar Gülcan’ın kahır içinde, bir gün kendi evine çıkacağı hayaliyle geçiyordu. Aradan sekiz yıl geçmişti. Küçük oğlu Ege de oldukça büyümüştü, okula geç de olsa başlamıştı. İşten eve geldiği bir gün Ege’yi göremedi. Annesine sordu. Annesi: “Ben senin çocuğunun bekçisi değilim! Yeter artık bıktım senden ve senin sorunlarından,” deyip durdu. Gülcan ağlayarak evden çıktı. Okula gitti. Çocuklar çıkmıştı ama Ege ortalıkta yoktu. Okul yolu boyunca Ege’yi aramaya başladı. Sonunda bir parkta otururken buldu. Ege bir köpeğin peşine takılıp onunla oynarken yorgun düşmüş, parkta öyle halsiz oturuyordu. Biraz da ateşi vardı. Gülcan, Ege’yi alıp eve götürdü. Annesi torunu için endişelenmek yerine: “Bari ölseydi! En azından biri eksilirdi,” deyince Gülcan’da film koptu. “Artık bağlasan da seninle aynı evde kalmam!” dedi. “Bitti. Çocuklarımı da alıp gidiyorum.” Annesi: “Nereye gideceksin? Aç karnını bile burada doyuruyorsun. Neyine güveniyorsun sen?” diye çıkıştı. Gülcan:
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD