Slvya’nın bulantıları yerli yerindeydi. Banyodan çıktığında yüzü yine sapsarı kesilmişti. Onun kadar hatta ondan da kötü durumda olan Martina, kızları henüz kalkmadığı için giyindikten sonra yanına geldiğinde banyodan yeni çıkmış, sapsarı bir yüzle yatağında oturuyordu. “Bu halin ne?” dedi Martina. “Tamam, bulantın var, kendini kötü de hissediyorsun ama önümüzdeki sekiz ayı da yatarak geçiremezsin! Ben de kötüyüm ama senin gibi kendimi bırakmıyorum.” Kızın karşısında sanki az sonra bir davete katılacakmış gibi mükemmel bir makyajla dikiliyordu. Yüzü de Slvya gibi sararmış bir çiçeğe de benzemiyordu. Slvya kıstığı gözlerinin ardından ona kindar bir bakış attı. “Aslında geçirebilirim, yatak benim değil mi?” dedi huysuz huysuz. “Biraz klozette, biraz yatakta… İkisi de bana ait.” Martina s

