DİLAN’IN ANLATIMIYLA İstanbul’da geçirdiğimiz güzel günlerin ardından dinlenmiş olarak Mardin’e dönmüştük. Mayıs aynının orta halli havasında, başımı odamın camından çıkartıp, derin bir nefes çektim içime. Temiz hava ciğerlerimi açmış, ruhuma iyi gelmiş, içimde iyi şeyler olacağına dair kıpırtılar bırakmıştı. Banyoya geçip rutin işlerimi hallettim. Üzerimi giyinip hafif bir makyaj yapıp hazır olduğuma kanaat getirince odamdan çıkıp avluya indim. Kahvaltı masası çoktan hazırlanmıştı. Emektarımız Zehra teyze en sevdiğim zahterli pide ( Minekiş ) den yapmıştı. Babamla annemin yaşadığı zamanlardan beri yanımızdaydı, Zehra teyze. Elleri çok lezzetli olduğu için mutfak maharetlerimi ondan öğrenmiştim. Hemen hemen her yörenin lezzetlerini bilir çok güzel yapardı. Sandalyeme oturur oturmaz tabağı

