Melis, okuldan eve dönerken adımlarını sürükler gibiydi. Bütün gün boyunca kafasını meşgul eden düşünceler, içinde düğüm düğüm olmuştu. Anahtarı kapıya yerleştirip yavaşça çevirdi ve içeri adım attı. Annesi mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu ama Melis ona merhaba bile demeden odasına geçti. Kapıyı arkasından kapattıktan sonra sırtını kapıya yasladı ve derin bir nefes verdi. İçindeki yorgunluk fiziksel değildi. Yorgunluğu tamamen duygusaldı. Zeki'yi okul bahçesinde gördüğünden beri içi içini yiyordu. Onun o kaçamak bakışlarını, gözlerindeki belirsizliği düşündü. Haftalarca ona tek bir mesaj bile atmayan, onu tamamen yok sayan Zeki'nin, şimdi tekrardan hayatına girmesi ve onun tüm dengesini sarsması canını sıkıyordu. Bir süre yatağına uzandı ve tavana baktı. Ne yapacağını bilmiyordu. Meli

