Melis kantinden hızla çıkarken gözleri dolu doluydu. İçindeki öfkeyi bastırmaya çalışıyordu ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın, kalbinin sıkışmasını engelleyemiyordu. Zeki'nin onu görmezden gelişi, hiçbir şey olmamış gibi yüzünü çevirmesi, onun için her şeyin sona erdiğini açıkça gösteriyordu. Düşünceleriyle boğuşurken hızla yürümeye devam etti. Gözü hiçbir şeyi görmüyordu, yalnızca uzaklaşmak istiyordu. O sırada köşeyi döndü ve aniden sert bir cisimle çarpıştı. Dengesi bozuldu, elindeki kitaplar ve çantası yere düştü. “Dikkat etsene be!” diye sinirle bağırdı karşısındaki erkek. Melis başını kaldırıp baktığında Melih’in sinirle yüzüne baktığını gördü. Ama Melih de birkaç saniye sonra karşısındaki kişinin Melis olduğunu fark edince ifadesi tamamen değişti. Kaşlarını kaldırıp yumuşak bir ifad

