Film odada ağır ağır akarken, zaman sanki yavaşlamış gibiydi. Çekili perdeden sızan loş ışıklar, ekranın yansımasıyla dans ediyor; kanepeye yayılmış o sıcak atmosfer, üzerlerini sıcak bir battaniye gibi örtüyordu.
Melis, koltuğa rahatça yaslanmıştı ama bir süre sonra fark etti ki içini hafif bir ürperti sarmaya başlamıştı. Film ne kadar dikkatini çekse de, vücudunda yayılan o serinlik hissini görmezden gelmek zordu. Hafifçe titredi.
Göz ucuyla, koltuğun köşesindeki ince şalı fark etti. Sessizce uzanıp yavaş bir hareketle şalı alıp üzerlerine serdi. Şalın yumuşaklığı, serinliği biraz olsun bastırsa da, içinde yayılan o hafif ürperti tamamen geçmedi.
Zeki, Melis’in bu küçük hareketini fark etmişti. Gözleri, onun ince elleriyle şalı üzerlerine örtüşünü izlerken, yüzünde fark edilmesi
