FİLİZ Vicdan azabım dönmüştü sonunda. İçimde ağır bir yük gibi taşıdığım pişmanlık, artık bir affetme duasına dönüşmüştü. Kendimi ona affettirecek bir fırsatı yakalamıştım. Çok güzel bir karşılama hazırlamıştık. Hepimiz bir aradaydık. Kalbim telaşla çarpıyordu. Kapı çaldı. Eylül ve Nadir gelmişti. El ele, kararlı adımlarla içeri girdiler. Eylül'ün yürüyüşü, sanki bir zaferin ardından gelen kraliçenin edasıydı. Gözleri ışıl ışıldı. Onu böyle mutlu görmek içime su serpti. Beyza, Selim'e yaklaşıp kulağına bir şeyler fısıldadı. Ne söylediğini duyamadım ama Selim'in kaşları bir anda çatıldı. Yüzünde anlamaya çalıştığı ama pek hoşuna gitmeyen bir ifade vardı. Sanki Beyza'nın söylediği şey Selim’i rahatsız etmişti. Zülfikar, Nadir’e sarıldı ve ardından Eylül'e dönerek neşeyle seslendi: "As

