7. BÖLÜM Av Zamanı
Filiz
“Faruk normal odaya alındı şükür durumu iyi.
Annem ve kızlarla hastanede kalmıştık,Kerem’i Merve ve Serpil ile Gülendam hanımın evine gönderdik.
Selim ve Serap ta hastanede bizimle beklemişler sabah normal odaya alınca onlar İstanbul’a dönmek için yola çıkmışlardı.
Faruk gözlerini açtı ne oldu diye mırıldanarak konuşabildi. Annem yanı başındaydı. "Yok bir şey evladım çok şükür iyisin." .
Dünkü olaylardan sonra bana sanki deli kuvveti gelmişti. Bende hemen oturduğum kanepeden kalkıp yanına gittim, saçlarını okşadım çok şükür uyandın diyebildim gözyaşlarıma hakim olamadım.
Kızlarda geldi yanımıza ortamı yumuşatmak için ; Beyza “Baktın Serap çok güzel bakıyor ablana sende kendini yatağa attın demi”
Faruk'un yüzünde pis bir sırıtma geldi. Başını yükselttik rahat görsün ve konuşsun diye.
Eylül “Faruk’c*m doktor reçetene sabah akşam tok karnına bol su ile bir draje Serap yazmış. ":)
Faruk gülünce yüzü asıldı canı yandı “Güldürmeyin beni uyandığıma pişman olmak üzereyim, ne oldu? bunu kim yaptı? yapanlar yakalandımı?
Faruk art arda sorularına sıraladı ama Hangisine cevap vereceğimizi bilmiyorduk. Zaten cevap verecek bir durum da yoktu yapan belliydi.
Akşam Arzu'yu gördüğümü ve yanında başka birinin daha olduğunu söyledim Faruk'a ama polislerin onları yakalayamadığını hala aradıklarını söyledim.
Daha sonra ben ve kızlar Faruk dinlensin diye odadan ayrıldık Annem Faruk'un yanında kaldı bir şeye ihtiyacı olursa diyer. Benim için de iyi oldu rahat konuşabilirdim kızlarla.
Kızlarla hastanenin kafeteryasına indik birer çay aldık kendimize cam kenarında bir masaya oturduk.
Filiz, "Faruk biraz daha toparlasın kendini İstanbul'a dönelim ve bu işin peşine düşelim. Yoksa Arzu bizim peşimizden ayrılmayacak. Bana Arzu ile ilgili bulmuş olduğunuz her şeyi anlatmanızı istiyorum. En ufak bir detayı bile atlamayın."
Beyza, “ Evet Filiz Arzu göründüğü gibi tehlikeli bir kadın ilk gördüğümde bunu anlamıştım çok itici bir kadındı güzelliği ile Tolga'yı baştan çıkarmış ve onu parmağında döndermeye başlamıştı. Başlarda sadece Tolga'nın asistanı gibi duruyordu. Zaman geçtikçe Tolga'nın dibinden hiç ayrılmamaya başladı ne zaman görsek Tolga'nın dibinde bitiyordu.
Arzu'nun anne babası doktor biri beyin cerrahisi, diğeri ise psikolog. Kendisi de tam bir neyse şimdi ağzımı bozmayım.
Tolga ile Arzu bir olmuşlar sizin şirketin üzerinden kara para aklıyorlar . Dün gece Arzu'ya yardım eden de o işlerini yaptıkları mafya bozuntularının adamları değilse ben de bir şey bilmiyorum.
Peki sen ne yapmayı düşünüyorsun Arzu'ya?"
Filiz, “ Önce arzuyu bulalım Akif telefon sinyalinden bulabilirse bana konumunu atsın. Onu babamın çiftlik evine götüreceğim ve bu yaptıklarının hesabını soracağım ona. Onunla işim bittiğinde ölmek için yalvaracak bana. ”
İki gün geçmişti Faruk bayağı toparlamıştı.
Ben de kızlarla her şeyi hazırlayıp İstanbul'a dönecektik. Bir an önce İstanbul'a dönmek istiyordum o Arzu’yu bulup parçalamamak için kendimi zor tutuyordum Akif Arzu'nun kaldığı yeri bulmuştu.
Hastane nakil işlemlerini yaptık Faruk'u alıp havalimanınna geçtik. Annemle Kerem’i önden göndermiştik.
Yol boyunca Eylül Faruk ‘la uğraştı Serap ile ikisini çok yakıştırıyorum diyordu.
Resmen beynine işliyor kızı.
İstanbul' da annemin evine geldik deniz kenarinda babasından kalma köşktü. Çocukluğum en güzel anılarım bu evde deyıp babamı kaybettiğimiz evde kalmamış, baba ocağına dönmüştü. Beyza böyle baba ocağım olsa hayatta evlenmem manzarası yeter diyordu.
Faruk’u odasına yerleştirdik, çok sabırsızım Arzu ile yüzleşmek istiyordum.
Kızlarla bahçe kısmına çıktık, Kerem yüzme kursundaydı, o gelmeden rahat plan yapmak istiyorum.
Faruk’un ayarladığı korumaları çağırdık, Arzu'nun konumunu verdim babamın çiftlik evine götüreceksiniz dedim.
Onlar gidince kızlara bu durumu sadece üçümüz bileceğiz kimseye söylemek yok.
Eylül kendi başımıza iş çevirmeyelim polise versek olmaz mı. Desede alacağım intikam bana tatlı gelmişti.
Yorgunluk çayı içerken ince belli bardakta, aklımdan geçenler beni bile korkuttu.
Beyza, "Çok dalgınsın kafandakileri bizimlede paylaş" dedi.
Filiz, "Bana yaptıklarının aynısını yapacağım, bakalım yatağa mahkum olmak nasıl oluyor anlasın."
Beyza tebessüm etti, iyileşmek yaradı sana benimde aklımda bir kaç proje var. Eylül pek memnun olmadı. “Başımıza iş alıyoruz ben daha yeni aşk yaşayacağım, boş işlerle uğraşmayalım ."
Eylül, "O değilde bu korumalar da bir içim su bende mi gitseydim onlarla. Biri sağımda biri solumda çok havalı olurdum be”
Kerem geldi bana doğru koşup sarılması dünyam benim. Bir kadının gerçek aşkı oğluymuş.
Merve gelip misafirleriniz var deyip sırıttı.
Kimmiş bahçeye al dedim.
Tamam deyip gitti.
Keremle şakalaşırken kapıya doğru baktım kimmiş diye. Offf Selim beyimiz ve yanında Serap. Adam yürüyen bomba resmen gözünde güneş gözlüğü karizmatik haller, eridim 🫠resmen.
Tabi tek başıma erimedim Eylül de eşlik etti. Bilsem onu korumalar ile gönderirdim:)
Selim, “Bu ne güzel manzara Hanımlar, güzellik yarışmasında jüri gibi hissediyorum kendimi”
Eylül, hemen atıldı "Kimi birinci seçerdin? “
Cevabı bende merak ediyorum doğrusu.
Selim tebessüm ederek beyi kaldırıyorum artık resmi oluyor hayal kuramıyorum.
Selim, "Hastama torpil geçiyorum". Sevindim Eylül bozuldu tabi bende zafer kazanmış edasıyla "ne haber" dedim ona.
Serap Faruk'u sordu nasıl iyimi deyince. Eylül hemen gel ben seni yanına götüreyim dedi.
Selim de Eylül'ün yerine oturdu. Ne içer diye sordum erkeğim benim demli çay istedi tabiki.
Çay eşliğinde sohbetimiz yaptık beni ihmal etmemiş yakışıklım tedavim için program yapmışlar Serap” la onu söyledi.
Yukarıda Eylül neler karıştırıyor acaba onuda merak ettim.
Eylül, Serabı kaptığım gibi Faruk'un yanına çıktık.
Kapıyı tıklattım gel sesini duyunca neşeli bir edayla içeri girdim. Hastamız nasılmış bakalım, iyi hastanın doktoru ayağına gelirmiş:). Serap mahcup bir tavırla içeri geldi, Faruk hemen yatakta kendini toparlamaya çalıştı.
Serap "Nasılsınız geçmiş olsun"
Eylül iç sesi;(bunlar çok resmi hemen aralarını yapmam lazım sonra kendime aşk bakacağım.)
"Yabancı mısın Serap çekinme geç otur bu evde bir hastan vardı iki oldu" dedim imalı şekilde. Faruk'u öksürük tuttu kim takar onu.
"Sanada burada oda ayarlasak gelgit zor olacak. Faruk’ğada fizik tedaviye ihtiyacı olacak.
Onunki daha uzun sürer biraz ağır kendisi." Dememle bana yastık fırlattı Faruk beyimiz.
"Neyse gençler ben sizi yalnız bırakayım.
Ne içersiniz ne gönderim kızlarla."
Faruk soğuk su istedi tabi genç adam ateş bastı haklı, Serap’ta sade kahve yok bu kız saf çok acı çeker işim var bunlarla. Ateşle barut biraz baş başa bırakayım.
Odadan çıktım ama çokta uzaklaşmadım ihtiyaç olursa destek kuvvet olmak için yakında kaldım.
Sevgi anne geldi. "Ne oluyor kapımı dinliyorsun sen? desede bozulmadım gel gel yaptım.
"Senin oğlana Serap doktoru ayarlıyorum. " deyince güldü.
"Onlar zaten olmuş boşa uğraşma."
Eylül "Ne demek olmuş, ne ara olmuş ben neyi kaçırdım?"
"Gel sana anlatırım sonra rahat bırak gençleri." dedi Sevgi anne.
Kızların yanına indik, "burasıda alev almış yangın yeri resmen." dememle Sevgi anneyle göz göze geldik sanırım yine dışından düşündüm.
İç sesime ayar vermem gerek. Bizde yanlarına geçip oturduk bu Selim niye erken doğmuş 4 yada 5 sene geç doğsa ne olurdu sanki.
Filiz'e de çok yakışıyor umarım evlenirlerde adam araya gitmez.
Ben böyle düşünürken Filiz'in telefonuna mesaj geldi, korktuğum başıma geliyor.
Filiz’in yüz ifadesinden anladığım korumalar paketi teslim almış
Hadi bakalım aksiyon başlasın daha ben aşık olacağım. Boş işlerle uğraşıyoruz…