20. BÖLÜM – Zamanla Yarış Filiz’i hastaneye getirir getirmez kan tahlillerini yaptırdım. Korkuyordum… En çok da başıma geldiği için. Zehirlenmişti. Ama hangi zehir olduğunu hâlâ çözememiştik. Laboratuvar hâlâ inceliyordu. Süremiz var mıydı, bilmiyordum. Arzu’nun dediği kadar az mıydı zaman, onu da kestiremiyordum. Ama belirtiler başlamıştı ve Filiz gitgide kötüleşiyordu. Zülfikar yanıma geldi. Martien’in attığı mesajı gösterdim. “Bunun burada durmayacağı belliydi,” dedi. “Martien buraya kadar geldiyse, köşeye sıkışmış demektir. Çok yaklaşmışız.” “Cezaevine gidip Arzu’yu konuşturacağım. Zehir konusunda ikna etmeye çalışacağım. Usullerimi biliyorsun… Konuşturamayacağım insan yok,” dedi kararlılıkla. Artık başka çaremiz yoktu. Zülfikar ayrılmadan önce, “Martin’den bir mesaj gelirse bana

