Rojgûl kocasının rahat tavırlarıyla iyice gözü döndü elinin altındaki masa örtüsünü avuçlarına almaya ve sıkmaya başladı. Kahveyle birlikte Roj’un üzerine fırlatabilirdi. “Bana o kadının nerede olduğunu söyle. O kadın kim ki bana el sallıyor?” dedi bir yırtıcı gibi gözlerini kocasına dikmişken. Saniyeler geçtikçe içindeki öfke dışarı daha çok yansımaya başlamıştı. Roj yer yüzünde böyle bir kıskançlıkla karşılaşmamıştı. Bu kadına yanlış yaparsa diri diri gömüleceğinden emindi ama bu sefer oyunu kuran ve oynayan kendisiydi. “Niye el sallamasın Rojgûl? Hatta bizi yemeğe davet etti.” dedi çarşafın bile gizlemediği güzel karısına. Alev topuna dönüşen su yeşili gözlerindeki dalgalanmaların büyüleyici olduğunu düşündü. Rojgûl sabrının sonuna gelmişti şuursuz kocasının

