Bir hafta daha geçti. Ya kurtulacaktı ya da ölüme doğru yürüyecekti. Kurtulmayı diledi. Roj'la konuşabilseydi beni kurtar demeye hazırdı. Töre, koca adamların kararları artık umurunda değildi. Bizim yerimize ağlayabiliyor üzülebiliyorlar mıydı? Hayır anca on sekiz yaşındaki kızı kırk yaşının üstündeki ama kuma vermesini barışın getireceğini erkek soyunun kurtulacağını sanıyorlardı. Düzeni sevmiyordu ama boyun bükmekten başka bir çıkış kapısı yoktu. Ama Roj ona hayatının fırsatını sunmuştu. Bir kere görse abinle bizi boşa demek için yalvarırdı ama ortalıkta yoktu ama konağın önünde sen hayatımızdan çıkarsan her şey yoluna girer diyen adamın da başlarından atmak için uğraştığını hissediyordu. Roj'u değerleriyle sınadığı için adam gözünün önündeki yanlıştan kaçıyordu. Haklıydı ne diyebilirdi

