Korkut, kolunu sardırdıktan sonra direksiyona geçip yanına gelen kardeşi Güney’e Celal’i işaret etti.
“Sen onunla git, ben bir yengenize bakıp eve geleceğim,” dedi.
Güney, kararsızca abisinin alçıya alınmış koluna bakıp “Öyle nasıl kullanacaksın ki?” diye sordu. “Ben kullanayım, sen yana geç!”
Korkut, Celal’e baktı. “Şunu götür, beni yorma,” diye mırıldandı.
Celal, Güney’in omzuna kolunu atıp “Gel oğlum gel sen, ben İskoçyalı gibi ortadan ikiye bölünmüşken bile neler yaptım, o kolu kırıkken bir arabayı mı kullanamayacak,” diyerek arabasına doğru yürüttü.
Korkut, Celal’e bir selam çakıp aracı çalıştırdı. Gaza yüklenip hastane bahçesinden ayrıldıktan sonra yan koltukta duran kırık telefonuna bir kez daha baktı.
“Kendime de bir yedek almayı akıl etsem iyiydi,” diyerek iç geçirdi. Sonra
