Ayaz'ın Anlatımı
Yerimde duramıyordum odanın içinde volta atmayı bırakıp dışarı çıktım buranın gecesi soğuk olur ama biraz hava almak iyi gelecekti. O Özgür şerefsizi utanmadan bir de kızın peşinden buralara kadar gelmiş. Yarın ben göstereceğim ona ama buluşmayı da barışmayı da. Oturup bizimkilere her şeyi anlattım her şeyi derken bazı yerleri atladım tabii. Özümü daha önce tanıdığımı biliyorlar artık, bizim cadoloz bu durumdan pek memnun olmadı ama seste etmedi ben anlatıkça çatık kaşları yavaş yavaş düzelmeye başladı hatta bir ara bana gülümserken yakaladım. Selim de
" hee siz o yüzden birbirinizin hem üstüne atlayıp öldürecek hem dudağına yapışıp sevişecek gibi duruyorsunuz" deyince kızardı ama kolunu da koparacakmış gibi iki parmağının arasına alıp sıkarak dönderdi ben de ensesine bir tane geçirince "kes lan sesini" dedim ve göz ucuyla Özüme baktım utanınca da ayrı güzel oluyordu. "Üsteğmenim yardım edin çapraz şiddet altındayım." diyerek önce kolunu sonra ensesini ovalamıstı. Yiğitin Gizeme kitlendiğini anlayınca yüzünde muzip bir gülümseme oluştu yerinden kalktı elini kızın omzuna atarak "Gizem suyum soy adın gibi su gibisin maşallah" derken Gizem ve Özüm Selim'in laubali hâline alıştıkları için artık garipsemezken Yiğit yerinden doğrulup
"lan rahat dur cıvıma" diyerek bir tane eline yapıştırdı. Timin diğer üyeleriyle de çabuk kaynaşmışlardı. Bizimkiler de onları sevmişti.
Panter timi olduğumuzu sonradan öğrenince çok şaşırdılar Özüm şaşkın gözlerle hepimizi süzünce ben de takılı kaldı tim komutanıydım ve o da bu time girmek istiyordu hayali buymuş öyle demişti kim bilir ne düşünüyordu cadoloz. ama ballı cadoloz.
.
Kahvaltı faslı bitince masadan kalkıp çıkacakken Özümlerin masasına adımladım önce " pansuman için revirde bekliyorum " deyince hiç itiraz etmeden başını sallayıp "emredersiniz komutanım" demişti.
İtiraz etmemesine şaşırarak çıktım ve revire girdim iki dakika sonra geldiler. Gizem " benim biraz işim var. Komutanım !" diyerek baş selamı verip çıktı. Adımlarımı Özüme doğru atarken gözlerinde daha önce görmediğim bir şey gördüm bugün daha farklı bakıyordu.
Muayene masasına koymak için kucakladığımda o da ellerini boynuma doladı gözlerinin üzerimde dolaştığını hissedince ben de baktım o muhteşem bal rengi gözleri çatık kaşları dolgun ama küçük dudakları aklımı alırken yanakları kızarıp başka tarafa baktı ben de muayene masasına bıraktım.
Dün sabah kesik eşofmandan pansumanı yapmak kolaydı şimdi nasıl olacak ikimizde bilmiyorduk birbirimize bakarken Özüm elini kemerine atıp açtı düğmesini de açacakken
"Dur ne yapıyorsun ?" dedim panikle
"Komutanım önünde sonunda olacak ne kadar erken o kadar iyi."
"Ne ?"
"Pansumanı diyorum biran önce bitirelim."
"Hee tabii"
Başka neyi diyebilir aklını başına al oğlum.
Midem..Kalbim.. Kasıklarım ve Ben.. hiç iyi durumda değiliz. İyi olmayan başka şeyler de var.
" Öyle bakacak mısınız komutanım !" dedi
ben anlamaz gözlerle bakınca bu sefer
"Arkanızı dönseniz diyorum daha iyi olur."
Sırtımı ona dönerken "Hee tabii" dedim bir kez daha. Bu kız tüm aklımı sikip attı. Kendine gel Ayaz kendine gel oğlum diyerek sakinleşmeye çalıştım.
"Tamam komutanım"
deyince önce ilkyardım malzemelerini alıp sonra yanına geçtim.
Tek ayağını pantolonundan çıkarmış üstünü örtüyle kapatmıştı.
Tekerlekli tabureyi önüne çekip oturdum. Sargıyı açmak için yine ayak bileğine hamle yapacakken "gerek yok" deyip beni durdurdu diğer bacağının üstüne dönmüş yaralı olanı sarkıtmıştı dün olanlar aklına geldiyse demek ses etmeden tabureyle iyice yaklaştım. Gözlerim birden fal taşı gibi açıldı örtüyü üzerinde tutuyor ama arka taraftan haberi yok önce rahatsız olmasın diye bir şey demedim ama dolgun kalçası ben bakmasam da kendisini gösteriyordu iç çamaşırı dahi görüyorken benim ki rahat durmuyordu önce orayı halletmem lazım deyip elimi arka taraftan örtüye attım o da ne yapacağıma bakıp arkasına döndü "hiiih" deyip benden önce aceleyle örtüye asılıp çekerken kolu elime çarptı ve elim kalçasına yapıştı ikimizde hızla birbirimize bakarken donup kaldık sonra elimi ateşe değmiş gibi hızla çektim. Pansuman için hamle yaptım ama elimi bacağında hissedince tüm vücudunun gerildiğini anladım.
Benim erkekliğimde kabardıkça kabardı.
Pansumanı yapmak bir eziyete dönüştü.
"Komutanım siz de gördünüz iyileşmiş doktor abartması işte" diye lafa girdi.
" Evet, çabuk toparladın." konunun nereye geleceğini biliyordum.
" O zaman.. tekerlekli sandalyeye gerek yok?"
Onu daha fazla bekletmedim.
"Gerek yok evett."
"Kol değneğine de gerek yok." gözlerine bakınca "yani bence yok komutanım gördünüz."
Bu kız tam bir baş belası.
" Bence de yok ama çok zorlamayacaksın"
duymak istediği cevabı alınca yüzünü kocaman bir gülümseme aldı kollarını açıp sarılmak için hamle yapsa da hemen vazgeçmişti.
Hay lanet bu da açması kolaydı ama saramıyordum "ayağa kalkabilecek misin ?" dedim.
"Kalkarım komutanım" deyip ayaklandı örtüyle.
"Dikkat et."
Sargı bezinin son katını da sardıktan sonra sabitlemek için flaster yapıştırdım makasa uzanamayınca bir hata yapıp Özümden istedim örtüyü unutup makası alınca örtü düştü tabii ardından tek ayağında duran pantolonuda kayıp düşünce siyah pamuklu külodu ile tek kaldı karşımda ani hareketle örtüyü almak isteyince pantolonuna dolanıp sendeledi düşmemek için elleriyle göğsümden tutunmak isteyince donup kalan ben böyle bir hamle beklemediğim için geriye sendeleyip düştüm Özümde çadır olmuş aletimin üzerine düşünce "AHhh" diye acıyla inledim. Onun üzerimde ve sadece külotla olduğunu bilmek kalkan aletimi iyice kaldırmıştı.
Gözlerim bal rengi gözleri ile buluşunca önce gözlerini kırpıştırıp afalladı sonra utançtan kıpkırmızı olan elma şekeri yanaklarıyla kalkmak istedi elimi beline atıp kalkmasını engelledim ve bir anda dudaklarına yapıştım.
"Komutanım" dedi dudaklarımdan çekilince, komutanım demesine sinirlenip tekrar dudağına yapıştım elimlede belini daha sıkı bastırdım kendime onun için sertleşen aletimi hissetsin istedim bu sefer daha sert öperken artık onu sevdiğimden hatta onunda beni sevdiğinden emindim nefes nefese geri çekilip burnuma kafasını geçirdi "aahhh" diye ikinci kez inledim.
"Ne yapıyorsun lan beton kafa" acı eşiğim yüksektir aslında ama buna rağmen bayağı acımıştı.
Ben elimi belinden çekip burnuma götüreceğim sırada bu sefer o dudağıma küçük bir öpücük kondurup doğruldu.
" bu neydi şimdi ?" dedim.
"Özür mahiyetinde komutanım !" deyip muayene masasına oturdu üstünü de örttü.
" Kızım bak benimle kafa bulma."
" Komutanım burnunuz kanıyor." deyip yanında ki ilk yardım çantasından pamuk uzatırken dudaklarını gülmemek için birbirine bastırdı.
Komutanım demesine yine bozulmuştum yalnızken bana böyle seslenmesini istemiyordum artık.
Ben sinirle elinden pamuğu alınca kapı tıklatıldı ve ardından açıldı.
Gelen bir askerdi hemen Özüme baktım iyi üstü tam kapalıydı ya biraz önce gelseydi kızın her yeri ortadayken sinirlenip "gel dedim mi asker" diye azarladım.
"Özür dilerim komutanım" dedi.
"Söyle ?"
"Komutanım albay Ateş sizi bekliyor."
"Tamam sen gidebilirsin" dedim.
O çıkınca Özüm tekrar dün yaptığı gibi sessizce söylendi " Bayram Ateş.. Mert Ateş.."
Gizem de içeri girdi burnumu görünce
" savaş mı çıktı" deyip gülümsedi.
Sinirle suratına bakınca "pardon komutanım!" dedi ve başını ayaklarına indirdi.
Özümün yanından biraz daha pamuk almak için eğildiğimde "seninle daha sonra görüşeceğiz" diye fısıldayıp çıktım.
.
Özüm'ün Anlatımı
"Ayaz... Ayaz... Ayaz..."
Kalbim her atışında ismini fısıldıyor sanki aptal aptal gülüp başımı yastığa gömdüğümde daha defalarca kez tekrarlayabilirdim ismini.
Hep birlikte oturmuş nasıl tanıştığımızı anlatmıştı, ona karşı bir şeyler hissettiğimi anladım sonrasında hayalim olan panter timiyle oturduğumu öğrendim şaşkın gözlerle herkese bakıp bir tek onda durdum o da siyah gözleriyle bana bir şeyler anlatmak ister gibiydi hislerimin farkına iyi ki onun bir panter olduğunu öğrenmeden önce varmıştım yoksa bunu bir hayranlık olarak yorumlayabilirdim. Özgürden hemen sonra böyle bir şey hissetmem ne kadar doğru bilmiyorum ama hayatımda hep olsun hiç gitmesin istiyorum.
.
Yemekhanede yanımıza gelip pansuman için beklediğini söylediğinde onunla yalnız kalacağımız için heyecanlanmıştım.
Gizem beni bırakıp gittiğinde başbaşa kalmıştık. Uzun boyu kaslı fit vücudu geniş göğsü ile karşımdaydı beni kucakladığında kollarımı boynuna dolayıp yüzüne yakından baktım kıvrımlı dudağı kemerli burnu keskin yüz hatları esmer teni siyah gözleri gözleri.. onu incelemeye o kadar dalmışım ki ne zaman baktığını hiç fark etmedim hemen utanıp bakışlarımı kaçırdım.
Beni muayene masasına bırakınca nasıl başlayacağını bilemiyordu yardımcı olmak adına elimi kemerime attığımda çok tatlıydı.
Başlayabileceğini söyledim. Ayak bileğime hamle yaptığında dün sabah ki gibi bir an yaşamak istemediğim için durdurdum. Bu sefer kalpten gidebilirdim çünkü ama daha fenası oldu elini arkaya uzatınca bir bakayım dedim bakmaz olaydım kıçım açıkta kalmış o da örtmek için hamle yapacakken ben panikle hareket edince eli sen gel götüme yapış utancımdan yerin dibine girdim ben ona bakarken o da bana bakıyor bir anda hızla çekti benim salaklığım yüzünden şaplağı da yemiş oldum o bir şey olmamış gibi pansumana dönerken ben elinin bacağıma her temasında gerim gerim gerildim peki ya onun erkekliği önünde kocaman bir çadır oluşturmuştu görmediğimi sanıyorsa yanılıyor beyefendi görülmeyecek gibi değildi zira.
O an sessizliğin bizi mahvedeceğini anladım ve aklıma ilk gelen şeyi söyledim tabii bu tekerlekli sandalye ve kol değneklerini aradan çıkarmama da sebep oldu ne kadar zekiyim bir kriz anında bu kadar sakin kalıp kurtulmak istediklerimden kurtulmam... beynimi çıkarıp beyninden öpüp teşekkür etmek istedim.
Kulaklarım yine iç kanama geçiriyordu ama ayağa kalkmamı isteyince iç kanama geçiren başka yerlerim oldu. Pantolona dolaşıp düştüğümüzde büyük bir acıyla inledi önünde kabaran erkekliğini kadınlığımda hissettim.
Gözlerimiz buluşunca bir an ne yapacağımı bilemeyip sonrasında kalkmak istedim ama belimdeki ağırlıkla kımıldayamadım ve bir anda dudağıma yapıştı geri çekilip "komutanım" deyince birden sinirlenip daha sert yapıştı dudaklarıma ve beni aletine bastırdı komutanım dememe kızıyordu artık emindim ki o da beni seviyor geri çekilip kafayı burnuna geçirdim böyle bir şeyi neden yaptım ben de bilmiyorum sanırım hislerimi bilmeden böyle bir şey yaptığı için ya da senin gibi bir kızın yanında durulmaz deyip kalbimi kırdıktan sonra yine aynı kalbe girmeye çalışmasıydı. Gerçi söylemedi ama her hareketi belli ediyor.
O belimden elini çektiği sırada dudağına bir öpücük kondurup kalktım.
Bir vurup bir öpmeme anlam veremedi tabii olsun iyi oldu ona beter olsun yok ya da olmasın.
Sağlam vurmuştum kanayan burnu için pamuk uzatıp yine komutanım demiştim onu sinirlendirmek hoşuma gitmeye başlamıştı.
Kapı çalındı gelen askeri görünce hızla bana baktı ama üstümü zaten kapatmıştım.
Ya biraz önce gelseydi diye düşünürken o da aynı şeyi düşünmüş olacak ki çocuğu azarladı.
Kafamı kurcalayan Ateşler.. Bayram Ateş.. Mert Ateş..
Gizem gelince daha sonra görüşeceğiz deyip çıktı.
Görüşelim yüzbaşım hep görüşelim..
.