Necdet, yüzüklerin takılmasının ardından ağır adımlarla yerinden kalktı. Kalabalığa doğru bakarak bastonunu yere vurdu. "Evet, hayırlı uğurlu olsun! Ben artık yaşlandım. Eve geçeyim, siz gençler eğlenmeye devam edin. Bizden geçti artık," dedi. Kalabalık, Necdet'in bu sözlerine hafif bir gülümsemeyle karşılık verdi. Karan hemen ayağa kalkıp babasına yaklaştı. "Baba, istersen seni bırakayım." Necdet elini kaldırıp onu durdurdu. "Yok, evlat. Merak etme, arabayı gönderttiririm. Siz keyfinize bakın. Bugün sizin gününüz. Ama... Hadi, Allah tamamına erdirsin." Şirin ve Karan ellerini öpüp uğurladılar. Necdet, çevresindekilere de selam vererek vedalaştı. Onun ayrılmasıyla ortam biraz daha rahatladı. Firuze, hemen Asaf'a dönerek, "Hadi, yemek için nereye gidiyoruz? Kutlamayı sürdürmeliyiz!" dedi

