Sıla Gençoğlu Kapının önünde duran Özlem ve Metin’e bakarken nefesimi tutmuş olduğumu fark ettim. Gözlerim kısa bir an kararsızca onların arasında gidip geldi. Özlem, yüzünde geniş bir gülümseme ile duruyordu. Beni gördüğü anda yüzünde büyük bir şaşkınlık oluştu. Metin ise her zamanki sakin haliyle bana doğru başını eğdi. “Merhaba Sıla,” dedi Metin, her zamanki sakin sesiyle. Fakat gözlerim istemsizce Özlem’e kaydı. Bu işlerin bu kadar karışık hale gelmesini hiç beklemiyordum. “Merhaba,” dedim zoraki bir tebessümle. Ne yapacağımı bilmiyordum, ama bir şekilde bu durumu idare etmek zorundaydım. “Buyurun, içeri gelin,” diye ekledim, kapıyı genişçe açarak. Özlem bana doğru yaklaşırken, gözlerinde hafif bir merakla yüzümü süzdü. Sanırım onun da kafasında bazı sorular dönüyordu, ama en az

