Islak caddede yürüyordum.
Logo sessizdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde olmamıza rağmen böyle bir sessizliğe alışkın olmadığımdan garipsedim.
Caddenin köşesinden döndüğüm an yükselen bağırış sesleriyle kaşlarımı çattım. Sokağın sonunda, Katre'nin üç katlı evinin önündeki eli bira şişesi ile dolu adamı görünce tepemin attığını hissettim.
Gece gece tüm sinirimi bu orospu çocuğundan çıkaracaktım. Belasını siktiğimin puştu yüzünden güzelim kızı yatakta bırakıp gelmek koymuştu aslında. Her saniye sızlayan taşşaklarım uğruna bir tekmeyi hak ediyordu dalyarak.
Müzikolun korumaları arasında itilip kakılsa da siktiğimin ağzı susmuyordu.
Sinirle yanlarına vardığında, "Orospular," diye bağırdı Taşkın denen piç. "Sikeceğim hepinizi!"
"Tavuk mu sikiyorsun amına koyduğum!"
Yakasından tuttuğum gibi yerden kaldırdığımda beni görmeyi beklemiyor gibi afalladı. "Daha tavukla siftah yapmadan atmaca mı sikeceksin göt."
"Afran," dedi sarhoş dilinin döndüğü kadar. "Parasını veriyorum, kabul etmiyor. İşi bu değil mi?"
"Lan elimde kalacan ha." Ellerimle göğsüme vurduğum gibi tekrar yeri boyladı. "Yoksa yok oğlum. Uzatmayacaksın. Şimdi siktir git."
Müzikolün korumalarına çenemle işaret edip, "Evinin önüne atın bu puştu," dedim.
"Tamam Afran abi."
Baron belli ki buralarda değildi. Görse olay bu kadar uzamazdı. Müzikolün sahibiydi, aynı zamanda abi olarak görüyordum onu. Mahallenin ağır abilerindendi. Beraber iş yapar, işe çıkar, bazen arıza olup bazen arıza çıkarırdık.
"Ay Afran."
Katre evin kapısını aralamış bana bakarken, "Ulan Katre," diye hayıflandım. "Bir belayı da çekmeyin üzerinize anasını satayım."
Söylenerek ona doğru yürürken evdeki kızların korkulu yüzleri göründü. Ama beni gördüklerinde bu korku yerini rahatlamış bir gülümsemeye bıraktı.
"Biz istiyor muyuz canım hır gür çıkmasını? Böyleleri yüzünden gecemiz zehir oluyor işte."
"Tamam sıkıntı yok," dedim omzumu duvara yasladığımda. "Yarın ayık kafasıyla ona ayar çekerim. Bir daha dolanmaz ayağınıza."
"Sağ ol Afran. Seni de gece gece uğraştırıyorum böyle ama... Baron'a ulaşamayınca sana kaldım el mecbur."
"Harbiden ya," dedim gözlerimle etrafa bakınarak. "O nerede? Müzikolü boşlamazdı."
"Kırat'la birlikte gitmişler iki saat önce," dediğinde kafamı salladım. Kim bilir yine neler dönüyordu.
Ellerim kirli sakallarıma kaydığında içerideki kızların gülüşmeler eşlinde bana bakarak konuştuğunu fark ettiğimde Katre boğazını temizledi. "Senin geceni mahvettik. İstersen gel içeriye."
Kaşlarıyla işaret ettiğinde sırıttım. "Ulan kapalıyız diye adamı dışarıda madara ettiniz."
"Söz konusu sensen işler değişir, biliyorsun."
"Çelme aklımı Katre, sen de bilirsin ki yok demem."
"Naz yapma be, gel işte."
Çenemi kaşıyarak içeriye baktığımda kızların gülüşmeleri durulmaya başladı. Katre kapıyı sonuna kadar açıp geçmem için buyur ettiğinde hiç düşünmeden içeri girdim.
Buraya en son bir ay önce sarhoşken geldiğimi hatırlıyordum. Normal şartlarda pek gelmezdim. Kırat her ne kadar buradan çıkmıyorsa ben de o kadar uğramıyordum.
Kapının kapanış sesini duyduğumda Katre'nin, "Kimi istersin?" sorusuyla kızlar gözlerimin içine içine bakmaya başladı.
Elimdeki güç, para, semtteki namım beni onlar için vazgeçilmez bir seçenek yapıyordu, farkındaydım. Onlar için ulaşılmaz görünüyordum, ulaşsalardı da kaybetmeleri an meselesiydi.
"Odalardan birine geçiyorum, kime aitse o gelir."
Umursamazca konuşarak ahşap merdivenleri çıkmaya başladım. İkinci kattaki odalardan birine rastgele girip yatağa oturduğumda lambayı açmadım.
Dışarıdan sızan sokak lambasının ışığı odayı loş bir görünüme sokmuştu. İçerinin oldukça sıcak olduğunu fark ettiğimde ceketimi çıkarıp karşıdaki tekli koltuğa fırlattım. Balıkçı yaka kazağın kenarını çekiştirirken odanın kapısı açıldı. Alnıma düşen saçlarımın uçları kirpiklerime değdiğinden gözlerim kısılırken esmer bir kızın içeri girdiğini gördüm.
Üzerine beyaz, saten bir gecelik giymişti. Göğüs kısmı dantelliydi ve küçük göğüsleri transparandan görünüyordu. Gecelik de kısaydı, kalçasını zar zor kapatmıştı.
Ateşli bakışları yüzümde gezinirken bana doğru yürümeye başladı. "Bu gece emrinize amadeyim efendim," dedi bacaklarımın arasına girip önümde dikildiğinde. "Sizi her anlamda memnun etmek isterim."
Dilim dudağımın kenarında gezinirken yavaşça bir dizimin üzerine oturdu. Eli ensemde durup parmakları kazağımın içine sızarken, "Ben senin efendin miyim?" diye sordum kısık bir sesle. Kaşlarım çatık, sesim ifadesizdi.
"Şu andan itibaren, evet efendim."
"Adın ne senin?"
"Mila."
"Efendin oldukça sıcakladı Mila."
Dudağımın kenarı yukarı kıvrıldığında o da gülümsedi. Ensemdeki elini çekip göğsüme sürterek aşağı indirdiğinde, "Şimdi sıra terletme zamanı," dedim.
Kazağımın kenarlarından tutup yukarı doğru sıyırmaya başladı. Sıyırırken eliyle kaslarımın üzerinden geçip okşuyordu. Kollarımı kaldırıp kazağı boynumdan çıkardığında eğilip boynumu ıslak ıslak öptü.
"Sizi," diye söze başladığı an, "Bu saatten sonra sizi bizi kalmasın Mila," dedim dudaklarımı kulağına sürterek. Kollarımın arasında titreyip kafasını kaldırdığında dudaklarımı bu kez dudaklarına sürttüm. "Şimdi devam et ne söyleyeceksen."
"Seni," dedi esmer güzeli Mila. Ellerim çıplak bacaklarında gezinip üste doğru çıkmaya başladığında kollarını boynuma doladı. "Hep memnun etmek istedim Afran."
"Etseydin ya güzelim."
Dilimi alt dudağında gezdirdiğimde titrek nefesi çeneme vurdu.
"Edeceğim."
Cümlesi biter bitmez dudaklarını sertçe ağzımın içine çektim. Sert sert ezerek dişlerimin arasına alırken ağzımın içine inledi.
"Seni sikeceğim," diye hırladım boğuk bir sesle. "Öyle bir sikeceğim ki bir hafta ayaklarının üstünde duramayacaksın yavrum."
Dudaklarım çenesine, oradan boynuna kaydı. Geceliğinin dekoltesinden taşan göğüslerini ağzımın içine çekip emdiğimde kendini bana daha çok yanaştırdı.
Elleriyle kafamı göğsüne bastırıp, "Ahh!" diye inlediğinde ellerim çoktan geceliğin içine sızıp tangasını bulmuştu.
Parmaklarımı tanganın üzerinde dolaştırıp klitorisini bulduğumda inleyerek beline kavis kazandırdı. "Off, Afran!"
"Benim için nabız gibi atıyor," dediğimde, "Evet," diye itiraf etti. "Seni hep istedim."
"Artık istemiyor musun yoksa?"
Sırıtarak söylediğim sözlerle kafasını iki yana salladım. "Ölecek kadar çok istiyorum."
Klitorisini okşamaya devam ederken dişlerimle geceliğinin omzundaki askılarını indirdiğim.
Küçük, tam ağzıma göre lokmalık olan göğüsleri açığa çıktığında kafamı eğip birini ağzımın içine alarak sömürdüm.
"Immhh... Ahh..."
"Küçücüksün güzelim. Ağzıma göresin."
"Dilinle ıslat her yerimi lütfen," diye inlediğinde kadınlığını, okşadığım parmaklarıma daha çok bastırdı.
O an içimdeki hayvansal dürtüyle tangasını iki yandan tutyp yırttıp ve yere fırlatıp bacaklarını kavrayarak iki yandan açmasını sağladım. Onu kucağıma çektiğimde geceliğini vücudundan sıyırıp çırılçıplak kalmasını sağladım.
Esmer teni adeta parlıyordu.
Elim kadınlığını bulurken, "Dudakları nasıl da kasılıyor," diye fısıldadım.
Kendini, pantolonumun üzerinden kabarmış erkekliğime bastırdığında gözleri kapanır gibi oldu.
"Pantolonunu soyabilir miyim?"
"Sikimi mi görmek istiyorsun?"
"Evet, lütfen."
"Dahası?"
"Onu içime almak istiyorum."
Kadınlığındaki elimi çekip parmaklarımı gözlerinin içine bakarak yalarken, "Seni ağzımla getirip içine girmeye hazır etmem gerekecek kadar büyük," diye konuştum.
"O zaman beni ağzınızla getirin efendim."
"Seni ağzımla sikeceğim Mila."
"Immhh..."
Kabarmış erkekliğime kendini daha çok bastırıp sürtünürken elleri omuzlarından geriye doğru ittirdi beni.
Sırt üstü yatağa düştüğümde elleri çoktan pantolonumun kemerine gitmişti.
Sırtım soğuk çarşafla buluştuğunda Mila'nın istekli elleri üzerimde dolaştı. Üzerime doğru eğilip diliyle karın kaslarımın üzerinde gezinirken elleri kemerimi açmaya başlıyordu.
"Biraz daha hızlı olmalısın Mila," dedim boğuk sesimle. "Sikim taş gibi oldu güzelim."
Daha da heyecanlandı. Gözleri ışıl ışıl parlarken kemerimi çıkarıp yere fırlattı. Ona yardım ederek pantolonumun düğmesini açtım ve fermuarı indirdim.
Kalçamı havalandırıp pantolonu sıyırdığımda Mila hiç tereddüt etmeden baksırımın üzerinden sikimi avuçladı.
Dili kasığımı yalarken, "Iımmh," diye inliyordu zevk içinde. "Ammhh."
Baksırımı aşağı doğru çekiştirdiğinde aletim açığa çıktı. Ucunu ağzının içine alıp emdiği an hırlayarak saçına asıldım. "Amına koyayım!" diye inledim kesik nefeslerle. "Sikimi ağzında patlatacaksın."
"Iımmmh... Ahhmmh..."
Saçını sıkı sıkıya tutarak sikimi ağzının içine ittirip çıkararak ritim tuttuğumda diğer elim de kadınlığını buldu. "Sırılsıklam olmuşsun yavrum," diyerek aletimi ağzına ittiğimde zevkten yaşaran gözleri beni buldu.
Sıcacık ağzının içinde taş kesilen aletim tükürüğüyle, yumuşak diliyle yoğruldukça sertleştim. Sertleştikçe kasıklarım sızladı. En son aletimi boğazına kadar ittirdiğimde küfürler içerisinde ağzına boşaldım.
"Sikeyim, sikeyim, sikeyim!"
Mila nefes nefese bedenini üzerime bıraktığında dudaklarına bulaşan menilerimi elimin tersiyle silip ıslak ıslak öptüm ağzını.
"Ben yeni yeni ısınıyorum," dedim kollarımla çıplak bedenine sarılarak. Aletimi ıslak kadınlığının arasına ittirip sürtündüm. "Şimdi zevkle sikişelim."
"Nasıl istersen Afran."
"Niye? Sen benimle sikişmek istemiyor musun?"
"Durmaksızın hem de," diye itiraf etti.
Üzerimde kendini hareket ettirip aletime sürtünürken kesik nefesleri boynuma çarptı.
"Biz de durmayız hiç," diye fısıldadım boğukça. "Seni altımda inlete inlete sikeceğim."
Hızla yatakta onu döndürüp altıma alırken ben üstüne çıktım.