2.BÖLÜM

1048 Words
Güne yeni aldığım kararlarla merhaba deyip derin bir nefes aldım. Sonuçta bir gün olacaktı değil mi bu ? İçimi ferah tutmaya çalışsam da .. Sadece çalışıyordum işte. Aldığım nefes bile boğazımda düğümlenirken bilinmezlik beni korkutuyordu.. Tamam şimdiye kadar etrafımda mutlu aile tabloları çok görmüştüm ama bende onlardan biri olabilecek miydim ? İşte bundan emin değildim daha. Annem harıl harıl damat adaylarını elerken tek derdi şuan beni o adamdan kurtarmaktı. Zavallı annem ! Neler hayal etmişti acaba benimle ilgili. Şimdi ise , sırf ben hiç istemediğim biriyle evlenmeyeyim diyeydi tüm bunlar. Şimdi bu zamanda hala beşik kertmesi gibi saçmalık kaldı mı dediğinizi duyar gibiyim. Sevgili dostlar burası Türkiye ve bizde yurdum kızıyız. Bizim ülkemizde her şey mümkün. Hele de benim gibi mülayim bir babaya sahipseniz bir değil birkaç beşik kertmesi bile çıkabilir karşınıza. Kaderim ilmek ilmek örülürken ben sadece saçlarımı örmekle yetindim bu sabah. Hala gitmem gereken bir işim vardı. Tabi unuttuğum bana aşık bir çocuk ve babası da cabasıydı. Gece uzun uzun düşünsem de , ufaklığı çok sevsem de hiçbir şey hissetmediğim bir adamla zorunluluktan evlenmek istemiyordum. Evlenecektim ama en azından azıcıkta olsa istediğim biriyle olacaktı bu. Semih bey ve oğlu mükemmel bir aile olabilirdi bana .. Peki ya sonra ne olacaktı. Bundan emin değildim. Ben kurulu bir hayat istemiyordum. Kendi hayatımı en başından kurmak istiyordum.. Kimseye görünmeden evden çıktım. Eh bu durumda açta kalmıştım .. Pastaneden bir kaç poğaça aldım. Çayla doyuracaktım arık karnımı... Okulun önüne geldiğimde ağzımda poğaçalardan birisi ve karşımda Semih bey vardı. Son model arabasına yaslanmış gülümseyerek bana bakıyordu. Allah aşkına mükemmel bir adama daha ne kadar rezil olabilirdiniz. Size söyleyeyim. Eğer söz konusu bensen bu rakam milyonları bile bulabilir. "Günaydın Pelin " dedi. Hanım neredeydi ? Tatile ayrılmıştı da benim mi haberim yoktu. "Günaydın semih bey " dedim. "Semih de lütfen , seninle biraz konuşabilir miyiz " diye sordu. Eh adam dünkü rezaletten sonra illa ki bir açıklama bekleyecekti. "tamam " dedim ne diyim. Ders saatine daha vardı. Arabasına binip sessiz bir kafe de oturduk. Yüzünden ne düşündüğüne dair bir şey anlamasam da bir anda hızlanan kalbimle duyacaklarımdan memnun olmayacağımı söylemiştim. Çok temiz kalpliydim.. Düşündüğüm gerçek olurdu. Ya da siz ona annemin deyimiyle şom ağızlı da diyebilirsiniz. İnanın kelime anlamını bende bilmiyordum. "Ben " dedi önce. Ellerini ovuşturdu. " Seninle annenin isteğiyle de evlenmek istiyorum " dedi. Size temiz kalpliyim demiştim değil mi ? Az önce evlenme teklifi almıştım. Karşımda duran son derece yakışıklı ve karizmatik bir erkekten. Belki de böyle bir erkek karşıma bir daha çıkmayacaktı bile.. Ama istemiyordum ben Semih beyi ya.. Şimdi bile kalbim sadece endişe ve korkuyla çarparken nasıl evet diyecektim ki bu adama ? "Semih bey " dedim gözlerim kaçırarak. "Pelin lütfen en azından düşünmeni istiyorum. Hemen ret etme .. Biliyorsun benim bir oğlum var o da seni annesi olarak görmek istiyor ve sen çok hoş bir bayansın. Kabul edersen deneyebiliriz. " dedi elimi tutarak. Eh anne tek bir sözüyle doğru dürüst tanımadığım bir adamı karşıma damat adayı olarak çıkarmıştı bile. Size diyorum ailemin genlerinde çöpçatanlık genleri kodlanmış diye. Yedi kuşak öteden gelen genler sonunda benimde başımı yakacak. " Düşünmemin kararımı değiştireceğinden emin değilim ama peki düşüneceğim " dedim. *** O geçen zamanda neler oldu size kısaca anlatayım. Semih bey peşimden ayrılmadı. Küçük jestleri ve tavrıyla beni fena halde etkiledi kabul ediyorum. Oğlu ondan daha hızlı çıkmıştı .. Şimdiden arkadaşlarına babasıyla evleneceğimi ve yakında onun annesi olacağımı yaydı. Minik minik öğrencilere mi laf anlatsam , meslektaşlarıma mı söz geçirsem bilemedim... Herkes semihle evlenmemize kesin gözüyle bakarken evimizde işler çok daha farklı bir boyuttaydı. Annem önüne gelen hiçbir damat adayını beğenmiyordu. Hepsine bir bahane buluyordu. Ama fazla da zamanım kalmamıştı. Yakında beşik kertiğim gelecek ve beni katırının üstünde köyüne götürecekti bu gidişle. Ayşe sultan en sonunda kararı ana bırakıp istersem Semihi kabul edebileceğimi söyledi. Size söylüyorum , eğer anneniz dul ve çocuklu bir adamla evlenmenize müsaade ediyorsa o durum gerçekten fenaydı. Bunda köyden gelen telefon ne kadar etkili oldu bilmiyorum ama sanırım olmaz olasıca kaynanam , beni görmek için oraya çağırmıştı. Neymiş efendim gelini ele güne gösterecekmiş. *** Bana bırakılan kararla Semihe hayır deyip başka bir okula tayinimi istedim. Ve sıkı durun .. Şimdi size çok önemli bir bilgi vereceğim. Benim gibi öğretmen temiz aile çocuğuna evet dedim. Umut gerçekten temiz aile çocuğuydu. Anasının sözünden çıkmayan hayırlı bir kısmetti. Aileden zengin orta derecede yakışıklı ama pişman olmayacağım kadar düzgün karakterli bir adamdım. Sanırım bu kararımda en çok annesi fikrimi sabit kılmıştı. Tam bir İstanbul hanımefendisi olan sezen hanımı çok sevmiştim. Şimdilik kaynanalık yapmasa da ileri de yapacağını da sanmıyordum. Bir yola girmiştim ama o yol beni nereye götürecek bilmiyordum. Önümde bir evlilik ve yeni bir hayat vardı. Anlaştığım ve saygı duyduğum bir adamla evlenecek bir aile kuracak ve çocuk sahibi olacaktım. Ha bir de sanırım bir ara koca parası yemeye de başlayabilirdim :D Başka bir yerde aynı zamanda ben damadım için gelinlik seçerken bir başka bir kadın tüm hayatımı mahvetmekle meşguldü.. ******* Serhat Mutlu 28 yaşında ve kariyerini hızla tırmanan bir baş komiserdi. Uzun boyu , yapılı bedeni ve yakışıklı bedeniyle bir polisten çok best model mankenlerine benziyordu. Simsiyah saçları buğday temi ve mavi gözleri bir çok kızı kendisine çekse de günü birlik ilişkilerle yetinen Serhat son sevgilisinden olaylı ayrılınca bir süre izin almış ve şehir dışına çıkmıştı. Son sevgilisi bir nikah memuruydu. Bu dünya da bir kadında arayacağı son meslek fazla seksi bir beden de can bulmuştu. Banu görünenin aksine tam bir evlilik meraklısı çıkmış ve bir hafta sonra imalarıyla kendisinden soğutmuştu. Tabi buna sokağım ortasından bir kadından aldığı evlenme teklifi de sebep olmuş olabilirdi. Sevdiği kadından aldığı bir tekliften gurur duyardı kuşkusuz ama Banu tam bir yapışkandı.. Banu İleri emin adımlarla masaya oturup önüne gelen mutlu çiftin nikahını kıydı. Küçücük yaşından beri gelin olmak isteyen Banu mesleğini de bu yönde seçmiş ve nikah memuru olmuştu. Serhat'la tanıştıktan sonra ilk defa evlenebileceğini düşünmüş ama yanılmıştı. Serhat sadece teklifini ret etmemişti. Onu sokağın ortasında tek başına bırakmış ve bırakıp gitmişti. Serhat kendisine göre bir korkaktı. Evet çok güçlü ve yapılıydı ama evlenmekten korkan küçük bir çocuktu genç adam. Ondan habersiz aldığı nüfus cüzdanı örneğini , çantasından çıkardı. Önüne gelen evraklardan birisini gözü kapalı seçti. Kim olduğuna ya da kızın nasıl göründüğüyle ilgilenmedi. Zaten ülkeden gideceği ve geri dönmeyeceği için umurunda da değildi. Kızın bilgilerini sisteme girerken öylesine büyük tatmin yaşadı ki .. Serhat'ın bunu öğrendiğinde ki yüzünü görmek isterdi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD