Kaan tezgahtaki sebzelere baktı, dolabı karıştırdı ama bir türlü aklına yatmıyordu. Elindeki havucu masaya bıraktı ve homurdandı: "Böyle olmaz bu romantik akşama. Balık yakışır." Mina, ''Ne! Saçmalama'' diyerek kıkırdadı. Kaan ise hemen aceleyle telefonuna ve cüzdanına uzandı. "Balık almaya gideceğim," dedi. Mina hâlâ tezgahta oturuyordu. Şaşkınlıkla gözleri kocaman açılmıştı, "Saçmalama, yaparız bir şeyler," dedi. Ama Kaan dinlemiyordu bile. Ona yaklaştı, yüzünde çapkın bir gülüşle burnunun dibine kadar girmişti ve dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu. Sıcak ve tutkulu. "Her şey çok güzel olmalı bu akşam, tıpkı senin gibi," dedi ve onu tezgahtan kucaklayıp indirdi. Mina şaşkın bakışlarla, kıkırdayarak onu izliyordu. Kaan, kapıyı açtı tam çıkacakken Mina'ya dönerek güldü, "Ama

