Mina homurdanarak dışarı çıktı, pazar poşetlerini alıp içeriye girdi. Poşetleri mutfak tezgâhına bıraktıktan sonra, öfkeyle dönüp Kaan’a baktı:
“Sen beni delirtmek mi istiyorsun? Nasıl kafana göre rastgele çıkıp gelebiliyorsun? Üstelik beni nereden buldun?” diye sordu. Gözlerinde açık bir öfke vardı.
Kaan ise çoktan salona geçmiş, koltuklardan birine rahat bir şekilde uzanmıştı. Ayaklarını da koltuğun üzerine dikmiş, şımarık bir çocuk edasıyla Mina’yı kızdırmanın keyfini çıkarıyordu.
“Valla şu Ege midir nedir… o eleman aradı beni,” dedi umursamazca.
Mina şaşkınlıkla irkildi. Aceleyle yanına geldi, sehpanın kenarına oturup öne eğildi. Yüzü Kaan’ın yüzüne tehlikeli derecede yaklaşmıştı. Mina'nın bu kadar yakında olmasıyla, Kaan’ın bir an nefesi kesildi ama bunu belli etmek istemedi.
“Bi
