Bölüm 4: İlk Temas; 🔥

1583 Words
Öğleden sonra, Kaan ve Mina Boğaz kıyısında yürüyordu. Amaçları düşmanın ilgisini artık aksiyona dökmekti. Mina şık bir beyaz elbise giymişti ve güneş gözlüğünün arkasında gözleri etrafı izliyordu. Kaan ise lacivert bir polo ve beyaz pantolon ile tam bir girişimci görünümündeydi. "Unutma," diye fısıldadı Mina koluna girerek, "sen teknoloji şirketi sahibisin. Yapay zeka konusunda çalışıyorsun." "Biliyorum. Ezberledim her şeyi." diyerek gülümsedi Kaan, Sonra uyarmak istercesine onun elini sıktı. "Sen de sanat galerisi sahibisin." Mina gülerek düzeltti, "Modern sanat. Ve çok para var, bu sektörde" diyerek gülümsedi. "Al-Rashid böyle kadınları sever. Güçlü ve bağımsız." Kaan gıcık bir ses tonuyla sordu, "Nereden biliyorsun böyle şeyleri?" "Ödevime çalıştım. Ex-karısı da galeri sahibiydi." Mina durdu ve Kaan'ı iterek duvara yaslattı. "Onu gördün mü?" Kaan ileriye baktı. Rashid yalısının iskelesinde duruyordu. Koyu takım giymiş, karizmatik görünümlüydü. Yanında iri yarı iki koruması vardı. "İşte babaşlıyoruz.'' dedi, Mina. Sonra, Kaan'ın yakasını düzeltti ve vücuduna yaklaştı. "Showtime, kocacığım." Rashid onları fark etmişti. Gülümseyerek yaklaştı. "Merhaba! Yeni komşularımız siz misiniz?" dedi. Kaan'ın yüzünde sahte ama samimi bir gülümseme belirdi. "Evet! Ben Sarp Yalçın, bu da eşim Mina." dedi. "Çok memnun oldum. Bende, Khalil Al-Rashid. Hoş geldiniz." Rashid Mina'nın elini öperken gözleri onun dekoltesinde zevkle gezindi. "Çok güzel bir eşiniz var Sarp Bey. Kıskandım." dedi sinsi bir gülüşle. "Teşekkür ederim." dedi Kaan ve Mina'yı belinden kavrayıp, sahiplenici bir hareketle kendine çekti. "Ben de aynı şeyi düşünüyorum Bay Rashid..." dedi. Gözleri kısılmış, çenesi kütürdüyordu. Mina, Kaan'ın bu halini görünce içten içe zevkle kıkırdıyordu. Sonra Rashid'e döndü ve hafifçe yüzü kızarmış gibi yaptı. "Çok naziksiniz Rashid Bey." "Size hoş geldin ziyareti yapmak isterdim ama yeni taşındınız. Rahatsızlık vermek istemedim..." dedi. Rashid gözlerini Mina'dan ayırmıyordu, bakışları üzerinde geziniyordu. "Yok, Hiç rahatsız olmayız.," dedi, Mina araya girerek, sonra Kaan'ın koluna sahiplenircesine sarıldı. "Sarp sürekli sizden bahsediyor. Başarılı bir iş adamı olduğunuzu duymuş." Rashid, "Ahh abartmayın, Sadece ticarete zekam basıyor sanırım.." diyerek güldü. Mütevazı davranıyordu ama gözlerindeki hesapçı bakış kaçmadı Kaan'dan. "Sizin işiniz neydi Sarp Bey?" dedi. "Teknoloji. Yapay zeka altyapısı tasarlıyorum." diyerek gülümsedi. Kaan kendinden emin konuştu ama içten içe gerginlik vardı. "Piyasaya yeni girdik ama çok umut verici gidiyor." Rashid duyduklarından memnun gibiydi. "İlginç. Ben de çeşitli sektörlerde iş yapıyorum." diyerek kaşını kaldırdı, gözlerinde tehlikeli bir parıltı belirdi. "Belki işbirliği yapabiliriz. Bazı... özel müşterilerim var." "Memnuniyetle." dedi, Kaan samimi davranmaya çalıştı ama adamın tonundaki ima onu rahatsız etmişti. "Bu arada Mina sanat galerisi işletiyor." dedi. "Gerçekten mi?" Rashid bir anda Mina'ya döndü. "Hangi tür sanat?" "Modern sanat. Çoğunlukla soyut resimler." dedi ve sofistike bir tavır takındı. "İstanbul'da küçük ama çok seçkin bir müşteri kitlem var. Çok özel parçalar buluyorum onlar için." diyerek kıkırdadı. "Ben de sanat koleksiyonuyla ilgilenirim. Özellikle... nadir parçalar." diyerek dudaklarında bir kıvrımla güldü, Rashid'in sesi anlamlıydı. "Belki galerinizi ziyaret edebilirim." "Tabii! Çok memnun olurum." dedi. Mina gözlerini kırptı ama Kaan onun gerginliğini hissetti. Al-Rashid bir süre daha sohbet ettikten sonra, "Bu akşam küçük bir davet veriyorum. Birkaç iş arkadaşım gelecek. İsterseniz siz de gelin." dedi. Kaan tereddüt etti. Bu adamın onları hemen çevresine alması, Çok erken değil miydi? "Çok naziksiniz ama belki başka bir..." demesine kalmadan Mina hevesle sözünü kesti. "Hayır, kesinlikle geliyoruz!" Mina hevesle araya girdi ve Kaan'ın göğsüne elini koydu. "Değil mi canım?" Parmakları gömlekinin üzerinden kaslarını okşadı. Kaan'ın nefesi hızlandı, ama belli etmemeye özen gösterdi. "Tabii. Memnuniyetle." dedi. "Mükemmel. Saat sekizde. Kokteyl de görüşelim o zaman." diyerek gözlerini Mina'ya dikti ve uzun uzun baktı. "Sizi orada görmek için sabırsızlanıyorum, Mina Hanım." Rashid gittikten sonra, çift yalıya doğru yürürken Kaan sinirle mırıldandı. "Çok agresif davrandın. Daha adamın tehlike seviyesini bilmiyoruz, Tuzak olabilir. Çok erken olmadı mı?" "Tam tersi. Mükemmel gitti." dedi Mina yüzünde zafer dolu bir gülümseme vardı. "Adam çoktan yemi yuttu. Gördün mü nasıl bana bakıyordu?" "Evet gördüm!" Kaan'ın sesi sertleşti. "Çok rahatsız ediciydi. Ama sen rahatsız değil, Keyifliydin." "Kıskandın mı?" diye sordu Mina, yüzünde alaycı bir ifade vardı. "Ne kıskanıcam seni be! Sadece profesyonel olmaya çalışıyorum." dedi, bakışları sertleşmişti. "Eminsin?" dedi Mina zevkle, sonra durdu ve ona doğru döndü. "Çünkü sesinin tonu ve şu yüz ifaden başka şeyler söylüyor." diyerek kıkırdadı. Kaan, ise başını salladı ve sinirle yalıya girdi.. Kapı kapanır kapanmaz Mina kahkaha attı. "Bana aşık mı oldun Teğmen! Ne bu gerginlik?'' "Gergin değilim." "Değil misin?" Mina onun yanına geldi. "O zaman neden kasların bu kadar gergin?" Elini Kaan'ın omzuna koydu. Kaan'ın vücudu elektrik çarpmış gibi oldu. "Ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi ve aniden onu belinden kavrayıp göğsüne yapıştırdı. ''Beni sınamaya devam etme, Meslek etiğini fln boşveririm. Tüm gece çığlık çığlığa inlersin altımda!'' dedi. Ama Mina sanki duymamış gibi onu kışkırtmaya devam ediyordu. "Omuzların, çenen, kaslı kolların... Her yerin taş gibi. Gerçekten çığlık attırabilirsin." dedi. Mina'nın elleri Kaan'ın omuzlarında masaj yapar gibiydi. "Mina..." diye fısıldadı Kaan, sesi boğuklaşmıştı. "Ne?" Yüzüne çapkın bir gülüş yerleşti, artık Kaan'da oyuna dahil olmuştu. "Durma lütfen." dedi ve ona doğru döndü, ellerini tuttu. "Çok iyi hissettiriyor. Devam et!" Mina şaşırmıştı, Çapkın kadın rolünü oynayan o olmalıydı. Peki bu adam ne yapıyordu. Blöf mü yapıyor diye düşündü. Ama geri çekilmek ona göre değildi. "O zaman devam edeyim." dedi sinsi bir gülüşle. "Ama yatağa uzanman gerek. Düzgün bir masaj için zemin önemli." Kaan'ın gözleri sinsi bir ateşle yanıyordu. Bu cesur ve ukala kadını, ya dize getirecekti. Ya da deli gibi sevişecekti. İkisi de onun için uyardı. Çapkın bir ifadeyle fısıldadı. "Olur, Nereye geçelim, Yatak odasına mı?" Mina bu adam oyunu neden bırakmıyor diye düşündü ama inat etmişti. "Tabii. Nerede olacak?" dedi ve tutkulu bir ifadeyle ona baktı. "Yoksa korkuyor musun?" "Ben korktuğum falan yok!" Kaan hırıltılı bir sesle mırıldandı, "Sadece..." "Sadece ne? Benden mi korkuyorsun?" Mina bir adım daha yaklaştı. Kaan derin bir nefes aldı. "Öyle mi?. Tamam, gidiyoruz." dedi ve elinden tutup üst kata yöneldi. Mina şimdi pes eder, diye düşündüğü adamla ciddi ciddi yatak odasına gidiyordu. Yatak odasına girer girmez, Kaan gömleğini çıkardı. Kasları güneş ışığında belirginleşirken, Mina'nın nefesi kesildi. "Tanrım..." diye mırıldandı içinden. Ama Kaan onun homurtulu sesini duymuştu. "Ne oldu? Neden homurdanıyorsun. Korktuysan vazgeç masaj işinden!" dedi. Mina kendine gelmeye çalıştı. "Ne korkacağm be, Uzan şuraya." dedi inatla. Kaan çapkın bir gülüşle yatağa yüzükoyun uzandı. Mina yanına oturduğunda tenine yapışan bacaklarını ve onun vücut ısısını hissetti. "Çok gerginsin," dedi, Mina ellerini sırtına koydu. Kaan'ın sırt kasları iştah açıcı ve seksiydi. Kaan gözlerini kapadı. Mina'nın elleri gerçekten büyülüydü. "Daha iyi mi?" Mina'nın sesi yumuşaktı ama iştahla nefesi hızlanmıştı. "Çok iyi," dedi, Kaan. "Sen nereden öğrendin bunu, Yine başka adamlarla girdiğin evcilik oyunlarından mı?" "Gizli," dedi Mina gülümsedi ama elleri zevkle geniş sırtında geziyordu. "Hoşuna gidiyor mu?" "Çok hoşuma gidiyor," dedi Kaan. Ama bu kadının hâlâ çapkın rolüne devam etmesine kurulmuştu iyice. Bir anda döndü "Sen de gerginsin. Hissediyorum." dedi ve ani bir hamleyle onu altına aldı. Mina durdu. "Napıyorsun be?" "Senin yaptığını," Kaan çapkın bir gülüşle onu bacaklarının arasında sabitledi. "Şimdi ben sana yapayım, şu masajı." dedi. Mina yutkundu, Bu adam ciddi ciddi onun üzerindeydi şun "Gerek yok..." dedi. "Aaa, lütfen ama ısrarcıyım, sende gerildin rahatlamalısın" diyerek ellerini üzerinde gezdirmeye başladı. Kaan'ın gözlerinde oyunbaz bir ışık vardı. "Ve reddetme hakkın yok." Mina tereddüt etti sonra kabullendi, "Tamam ama nazik ol.." dedi sessizce. "Ne zaman nazik olmadım?" diye sordu Kaan sinsi bir gülüşle ona dokunuyordu. Mina elbisenin fermuarını indirdi ve omuzlarını ortaya çıkardı. Beyaz teni güneş ışığında parıldıyordu. Kaan'ın dili damağı kurumuştu, bu kadın bembeyaz teniyle önünde yatıyordu. "Mina..." dedi sesi hırıltılıydı. "Ne?" diye homurdandı Mina ve ona baktı. ''Acırsa söyle, senin aksine ben masaj konusunda tecrübesizim.'' Kaan ellerini onun omuzlarına koydu. Derisi porselen gibiydi, ilk kez bu kadar pürüssüz ve yumuşak bir kadın teni görüyordu. Masaj yapmaya başladığında Mina aniden ahh diye inledi. "Acıttım mı?" "Hayır... çok değil yani biraz," diye mırıldandı, Ama asıl konu bu adamın deli çekimiydi. Biraz daha ona dokunmaya devam ederse yoldan çıkabilirdi. Kaan'ın elleri yavaşça çalışırken Mina'nın naif bel hareketleriyle altında çırpınması onu çıldırtıyordu. Kadının parfümü, sıcaklığı... Her şey kafasını döndürüyordu. "Kaan..." "Evet?" "Bence yeter, Teşekkür ederim." diyerek ona doğru döndü ve onun gözlerine baktı. Mina'nın gözleri dolmuştu, hatta ağlamak üzereydi. Sanki sadece delice bu adamın dudaklarına kapanmak istiyordu... Kaan içinde durum buna benzerdi, Aralarında ilk andan beri deli bir çekim vardı ve o bunu anlamlandıramıyordu. Kaan onun yüzüne yaklaştı. "Neden sana bu kadar çekiliyorum." diye sordu. Mina gözlerinde ki yaşları bileğiyle sildi ve başını salladı. "Bilmem ki, belkide çapkın bir erkeksindir," dedi. Mina'nın dudakları titriyordu. Kaan ona daha da yaklaştı. Nefesleri karışıyordu. Bu anlamsız deli çekim, resmen odayı dolduruyordu. Kaan dudaklarını uzattı, Tam öpüşeceklerken kapı zili çaldı. Kaan irkildi, Mina hemen yüzünü çevirdi ve elbisesini düzeltip banyoya kaçtı. "Lanet olsun!" diye homurdandı Kaan ve ayağa fırladı. Gömleğini girerken hızlı adımlarla kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında tahmin ettiği gibiydi. Al-Rashid yanında uzun boylu, soğuk bakışlı bir adamla birlikte duruyordu. "Özür dilerim Sarp Bey. Rahatsız etmek istemedim ama bu akşamla ilgili konuşacağımız bir şey vardı." "Tabii, buyurun," dedi Kaan zoraki bir gülüşle kapıyı açtı ama içten içe sövüyordu. Rashid içeri girdiğinde Mina merdivenden iniyordu. Saçları hafif dağınık, yanaklarında pembelik vardı. Rashid'in gözlerinde sinsi bir gülümseme belirdi. "Rahatsız mı ettik?" diye sordu. "Yok, ne demek. Buyurun Lütfen." Mina gülümsemeye çalıştı. "Ben sadece... biraz dinleniyordum." "Anladım," dedi Rashid. Bakışları Kaan ile Mina arasında gidip geliyordu. "Bu akşam için özel bir ricam olacak," dedi. Al-Rashid'in sesi ciddileşti. "Bazı çok önemli iş ortaklarım gelecek. Sarp Bey, sizin... geçmişiniz hakkında sorular sorabilirler." "Ne tür sorular?" dedi Kaan. Midesine bir yumruk inmişti sanki. İfşa mı olmuştu... "Eski işleriniz. Referanslarınız," dedi. Rashid gülümsedi ama gözleri soğuktu. "Özellikle daha önceki... faaliyetleriniz. Kirli işleriniz." Kaan, gerginliğini frenlemeye çalıştı. "Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu. "Bu hayatta herkesin kirli bir geçmişi olduğunu biliyoruz, Sarp Bey. Sizin de öyle değil mi?" dedi. Şimdi bakışlarını Kaan'a dikmiş sinsice gülüyordu. Kaan yutkundu. Oyun başlamıştı...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD