15.Bölüm
Gözlerimin ağırlığına dayanamayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Görkem
Bugün Ankara’ya gitmek için yola çıkacağım için biraz erken uyandım ve Gülbahar’ı uykusunda izlemeye başladım bir süre izledikten sonra alt kattan sesler gelmeye başladı sesler çoğaldıkça Gülbaharda kıpırdanıyordu. Uyandırmaya hiç kıyamıyorum ama bir kaç saate evden çıkacağım için mecburen uyandırmak zorundayım çünkü vedalaşmadan gitmek istemiyorum,sonuç olarak yolda bile başıma bir şey gelebilir buradayken o annemlere emanet ama ne olur ne olmaz beş buçuk saat yol sürüyor. Biraz daha izledikten sonra dudaklarına öpücük kondurdum gözlerini yavaş yavaş açmaya başaladı ilk uyandığındaki halini çok seviyorum aslında her halini çok seviyorum orası apayrı bir şey. “Günaydın hatunum” dedim ve bana o güzel gülümsemesini sunup sarıldı “günaydın beyim benim”dediği anda güldüm ve dudaklarına tekrar öpücük bıraktım “sabah sabah ne bu öpücük merakı,kendime gelmeye çalışıyorum ama” dedi mutlu mırıltılı bir şekilde “iki haftalık hakkımı alıyorum ama ve uyanman gerekiyor çünkü yaklaşık bir saat sonra yola çıkacağım”dedim ve gözlerini kocaman açtı “ayyy ben bide hâlâ uyku düşünüyorum özür dilerim” diyip ayağa fırladı resmen ne olduğunu bile şaşırdım ve bende ayağa kalktım lavaboya gitmeden önce onu tuttum “ hatunum özür dileyesin diye bir şey demedim ki ben sana sadece seninle biraz daha vakit geçirip öyle yola çıkmak istiyorum” dedim kollarına baş parmaklarım ile hafif hafif daireler çiziyordum o sırada da hem onu sakinleştiriyordum hemde yüzüne doyasıyla bakmak istiyordum “ama sen daha kahvaltı bile yapmamıştırsın olmaz öyle “dedi “kahvaltıya gerek yok ki hatunum” dedim “ olmaz öyle hemen üzerimi değiştireyim bakayım aşağıya hazırlanmış mı aç karnına yola çıkamazsın” dedi ve onu biraz daha kendime yaklaştırıp “seni yiyip kahvaltımı öyle yapsam” dedim pis pis sırıtarak “ dün akşam beni iyice yediğini düşünüyorum,onun için şimdi düşünüyorum al üzerini giyin ve aşağıya gel” dedi bundan bir yıl önce bizim böyle olacağımızı birisi söyleseydi asla inanmazdım ama asla dememek gerekiyormuş. İsteksizce “ peki hanımım emredersiniz” dedim ve yine güzel gülümsemesini sundu bana ve bu sefer o benim dudaklarıma yapıştı ve tutkulu bir şekilde birbirimizi öpmeye başladık “acaba birlikte mi duş alsak” diye sordum “sadece bir saatin var yola çıkmak için ve beni ikna etmek için çok çabaladın eğer o duşa birlikte girersek yine gitmene engel olurum onun için” dedi ve anlık bir nefes alıp verdi sonra kulağıma yaklaştı “ iki hafta sonrası için duşu özel bir şekilde hazırlayacağım” dedi o öyle şehvetli bir şekilde söylemişti ki resmen alt tarafım onu her görüşünde kabarmaya başlamıyormuş gibi daha da sertleşmeye başlamıştı beni deli ediyordu sadece kurduğu bir cümleden bile bu kadar etkilenemezdim ama etkileniyordum şimdiye kadar hiç bir kadına bu kadar tutku duymamıştım. Kurduğu cümleden sonra sadece “tamam o günü bekliyor olacağım “dedim ve kendimi hemen banyoya attım yoksa onunla orada bağırta bağırta sevişecektim. Kendimi sıcak suyun kollarına attım ve rahatlamaya çalıştım kendime hakim olduktan sonra güzelce yıkandım ve duştan çıktım Gülbahara bakımdım odada ama yoktu demekki aşağıya inmişti bende takım elbiselerimden bir tanesini giydim ve çantam ile küçük bavulumu aldım bende aşağıya indim. Sofra kurulmuş herkes beni bekliyordu ben de sofraya oturduktan sonra kahvaltıya başladık kahvaltı bol sohbetli ve gülüşmeli geçmişti. Yaklaşık yarım saat daha kahvaltı yaptıktan sonra vedalaşma sırası gelmişti, babamda benimle geleceği için birlikte ayağa kalktık ve bizimle birlikte diğer herkeste ayağa kalktı annemin elini öptüm ve annemde bana sarıldı benden ayrıldıktan sonra “önce Allaha sonra baban ile birbirinize emanetsiniz paşam” dedi gözleri dolmuştu yaklaşık beş yıldır gidip gelsemde hâlâ başıma bir şey geleceği için endişe duyuyordu bende “ merak etme annem gözün arkada kalmasın” dedim sonrada Fahriye ve Aysel’e de sarıldım Aysel ben kendimi bildim bileli bizimle kalıyordu küçükken teyzem ve eniştemi kaybettiğimiz için biz sahip çıkmıştık o zamandan beri de bizde kalıyordu onunda bende Fahriye’den bir farkı yoktu. En son karıma, hatunuma, Gülbaharıma kocaman bir şekilde sarılıp kokusunu içime çektim “merak etme burda yalnızlık çekmezsin anneme emanetsin annemde benim sana sahip çıktığım gibi sahip çıkacaktır korkma tamam mı” dedim “gözün arkada kalmasın ben kendi başımın çaresine bakarım, asıl sen kendine çok dikkat et Allah’a emanet ol,seni böyle gönderdiğim gibi görmek istiyorum iki hafta sonrada” dedi “ merak etme sağ salim bir şekilde geleceğim” dedim ve alnından öptüm. Annem elinde bir sürahi suyla geldi her gidişimde bunu yapardı ve yine yapacaktı. Evden çıktık ve arabaya bindik uzun yolda şöför kullanmayı ihmal etmezdik ve şöför arabayı çalıştırdı bahçeden çıkacağımız anda arkamı döndüm ve annem suyu döküyordu ve dua okuyordu en son duyduğum şey annemin “ su gibi gidin su gibi dönünün” diye söylemesiydi.