Gök Gürültüsü

399 Words
Bölüm 1 Ben Yeva sıradan bir yerde sıradan bir çalışanım İstanbul’da tarih öğretmenliği bölümünü okudum ama bende üniversite okumuş ama kendi işini yapmayan bir öğrenciyim,çok tercih edilen market zincirlerinden birinde çalışıyorum.Okuduğum bölümü ne kadar sevsemde maalesef iş konusunda ortada kalmıştım çünkü ataması gerçekleşmeyen bir öğretmendim,her zaman tarih derslerini çok sevmişimdir aynı zamanda öğretmenliğide.Atatürk gibi bende öğretmenlik mesleğine aşık bir insandım ama atamam olmadığı ve özel okullarda da işim harici şeyler de istedikleri için çalışmadım denemiştim ama hem düşük maaş hemde fazla iş yükünden dolayı vazgeçmiştim.Bugünde her zamanki gibi uyandım hazırlandım ve işe gitmek için yola koyuldum iş yerim yakındı evimin oradaki bir markette çalıştığım içinde öyle yol için falan zorlanmıyordum,ama nedense hava bugün bir tuhaftı yada bana öyle geliyordu bilmiyorum,açıkçası boğuk ama güneşli bir havaydı,evin içinde iken ne kadar güzel desenizde dışarıya çıkınca boğulacakmışım gibi bir havaydı sanki diğer insanlar rahat gözüküyordu sanki sadece ben hissediyordum.Bir süre sonra markete girdim ve klima sayesinde az da olsa rahatladım.Çalışmaya başladıktan bir süre sonra malzemeye geldiği için dışarı çıkmıştım ve gökyüzünü karanlık bulutlar ele geçirmişti ama hala aşırı derecede hava boğuktu.Bir anda ben markete getirilmiş malları içeriye alırken yağmur yağmaya başladı ve o kadar şiddetli yağıyordu ki kendimi ve malları nasıl içeri aldım bilmiyorum zaten markette bu saatler yoğun olmadığı için iki kişi çalışıyorduk arkadaşım Petek kasadaydı şu anda markette müşteriler vardı ve birinin kasada olması gerekiyordu o bana göre daha zayıf olduğu için onu kasa göndermiştim iyi bile yapmışım çünkü Petek bu yağmurda asla malları içeriye alamazdı adım gibi biliyorum,neyse çokta uzatmaya gerek yok bende o kasada iken malları yerleştirmeye başladım sırayla çamaşır suları,çaylar,cipsler,sirkeler derken bir saat geçmişti bile o sırada müşteri olmadığı anlarda telefonumuzdan müzik açıp Petekle birlikte yerleştirmeye başlamıştık ne kadar el o kadar çabuk biten iş demektir sonuçta.Zaman nasıl geçtiğini bilmiyorum bile resmen zaman bütün insanların aleyhine işliyor ve asla acımadan geçiyor,son paket gofret kutusunu da yerleştireceğim zaman bir anda o kadar şiddetli bir gök gürledi ki ne olduğunu şaşırdım saat akşam beşe geliyordu ama yaz ayında olduğumuz için hava aydınlık olması gerekiyordu normalde ama kara buluşurlar yüzünden karamsar hava vardı bütün gün resmen ve bu gök gürlemesi bütün her yeri anlık olarak aydınlatmış ama elektriklerin gitmesine sebep olmuştu ve bir anda gözlerim karardı ve ne olduğunu hatırlamıyorum.Gözümü açtığımda bana aynı gelen ama bir o kadarda yabancı olan bir yerdeydim yataktan kalktım ve telefonumu aradım ama bulamadım sırada cam kenarınada durduğumda dışarıya baktım ve gördüklerimle şoka girdiğimi hatırlıyorum
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD