2.bölüm
Cam kenarında durduğumda dışarıya baktım ve gördüklerimle şoka girdiğimi hatırlıyorum.
Hava çok güzel gözüküyordu ama bir terslik vardı sanki zaman makinasına binmişimde geçmişe gitmişim gibiydi inanamadım sanki eski zaman temalı baloya gitmişim gibiydi İstanbul durduğum yerden ayrı güzel gözüküyordu şimdiki gibi değil gibiydi ama odada olduğum için ve direk bahçe gözüktüğü için tam bir fikrim yoktu ben bunları düşünürken bir anda kapı tıklandı “gel” demem ile içeri elli yaşlarında bir kadın girdi “sabah şerifleriniz hayırlı olsun efendim” dedi ve bende şaşırmış bir şekilde kaldım tiyatro mu çeviriliyor du burada?
“Sizinde” dedim ve kadında”efendim siz hala hazırlanmadınız mı birazdan bütün ev ahalisi kahvaltı için aşağıya inecek aceleten hazırlanmalısınız küçük hanım,sizi âcilen hazırlayalım” dedi ve bir anda dolaptan elbise çıkardı o sırada elimi yüzümü yıkamam için beni lavaboya gönderdi ama her şey eski tarzdı hemen yanıma gelip elime güğüm ile su dökmeye başladı ve “küçük hanımım elbiseniz hazır hemen sizi giydireyim büyük hanımdan âzâr işitmek istemeyiz” dedi ben hâlâ ne olduğunu anlamıyordum kendimi aynı salak gibi hissediyordum sadece “peki”diyebilmiştim ve kadında bana “hanımım mazur görürseniz bir sualim var”dedi bende “tabii ki sorabilirsiniz”dedim eski Türkçem vardı ve kadın çokça kullanıyordu ve bende nasıl konuşacağımı kestiremediğim için konuşmuyordum aşağıya indikten sonra anlayacaktım ve ben bunları düşünürken ismini bilmediğim kadın sorusunu sormuş ama ben duymamıştım “Gülbahar hanımım siz iyi misiniz” demişti Gülbahar kimdi ki ben mi? Yok canım imkansız “asıl siz iyi misiniz benim ismim Yeva çünkü”dedim benim mi beynim bir şeyleri almıyor anlamadım ki sonra kadın “Gülbahar hanımım büyük hanıma söyleyelim sizi bir hekim beye götürsün başınızı zemine vurmuştunuz demekki sizi kötü etkilemiş ah vah”dedi ben rüya mı görüyorum acaba diye geçirdim içimden o sırada ismini bilmediğim kadın beni hazırladı ve aşağıya indik o sırada kalabalık bir sofra beni karşılamıştı benim normalde de durumum kötü değildi ama ben hayatımda böyle sofra görmemiştim büyülendim resmen genel olarakta yemek yemeği seven bir insan yüzüm gülümsedi yani o sıra sonra kadın “günaydın Hatun hanımım” dedi ve bende dediği tarafa baktım ve aynı anneme benzeyen bir kadın gördüm o sırada bugün bilmem kaçıncı kez şok geçirdim artık hesap bile veremiyorum Hatun hanım dedikleri kişi başıyla selam verdi ve diğer kadın konuşmaya devam etti “hanımım Gülbahar hanımım pek iyi değil gibiler izin verirseniz eğer bir hekim bey görsün” dedi ismini hala bilmediğim kadın ve ben neden ismini sormadım acaba deli sanıyor sanırım beni zaten diye düşünürken o sırada Hatun hanım dediği kişi konuştu bana doğru “Gülbahar kızım iyi misin” diye sordu ve bende başımla onayladım “dün ayağın takılıp düştüğünde hekim bey şuurunun kapalı olduğunu söylemişti iyi görünüyorsun ama dediğim beyanı hatırlıyorsun değil mi?” Diye soru yöneltmişti ama ben bir şey bilmiyordum ve burda neler dönüyordu böyle sanki hafızamı kaybettiğini söylediğinde şaşırmamıştı bile sanki kafam çok karışık neden geldiğimi buraya bilememek beni daha da çıkmaza sokuyor.Ben tam cevap verecek iken arkadan diğer kişiler de geldi Hatun hanım annem ise arkadan gelenler de babam ve kardeşlerim olması gerekiyor sanırım ve en büyük adam konuştu “Hatun hanım niye ayakta dikiliyorsunuz? Gülbahar hadi sofraya kızım”dedi adam ve Hatun hanımla birlikte sofraya oturduk sonra Harun hanım konuştu “Celal efendi akşama erken gelesin umutma bugün isteme günüdür” dedi Celal efendi “ hatırlıyorum Gülbahar bugünde sorun çıkarma dün bizi yeterince endişelendirdin zaten”dedi bende en fazla “neeeğ” dedim