İzin

525 Words
13.Bölüm “Nerelere götürüyormuş?” Diye kısık sesle sorduğum anda beni kucağına aldı. Ben çırpınmaya başladım ama o yinede beni merdivenlerden yukarıya çıkarmaya başladı,anladım ki damarına basmıştım. Yazardan<3 Gülbahar ve Görkem evleneli tam bir ay olmuştu ve bir anda olan evlilikleri çok mutlu geçiyordu yada cicim ayları olduğu için öyleydi kimse bilemez. Yeva yani Gülbahar nereden geldiğini biliyordu ama Görkeme kendini çok kaptırmıştı ve zaten geleceğe nasıl gideceğini bilmiyordu bir gök gürültüsü ile düştüğü geçmiş nasıl son bulacak bilmiyordu ve Görkemle olan ilişkisi bitecek hatta bunların rüya olarak çıkacağından çok korkuyordu çünkü her şey bir soru işaretinden ibaretti Yeva daha önce hissetmediği şeyler hissediyordu yani gerçekten aşık olduğunu ama kendini kaptırmamak için çok çabalıyordu çünkü Yeva geçmişinden dolayı güzel şeylerin son bulacağına inanıyordu çünkü on sekiz yaşında ailesini trafik kazasında kaybetmiş ve üniversite mezuniyeti zamanında da en yakın arkadaşı ve sevgilisini mezuniyet partisinin olduğu otelin tuvaletinde basmıştı ona on altı yaşında lisede hoşlanmaya başlamıştı ve aşık olduğunu sanıyordu ama aslında aşık olacağı kişiyle tanışmamıştı toplamda üç kere karşılaşmıştılar ama tanışmaları için zamanları vardı çünkü kader tam olarak ağlarını örmemişti. Görkem “Yani tamam Ankara’ya gitmeniz gerekiyor ama neden,neden bana tam olarak her şeyi anlatmıyorsun Görkem” diye sordu Gülbahar “hatunum canım benim annemlere de sor istersen babamla ikimiz gidip geleceğiz en fazla bir hafta sürecek için rahat olsun” dedim ama bir şeylerden şüpheleniyordu “ben sana ne kadar süre kalacaksın diye sormadım Görkem ben sana neden gidiyorsun diye sordum içime sıkıntı düşüyor anlasana beni” dedi “anlıyorum hatunum ama sana bundan bahsedemem sende beni anla”dedim ve korktuğum soru geldi “yoksa sakın bana başka bir kadın var orada deme Görkem zaten biz evlenmeden öncede sık sık gidiyormuşsunuz Ankara’ya ne var orada ya!” Diye bağırdı birinin bana bağırmasına izin verdiğimi duysa annem heralde şok geçirirdi ama benim kadınımın bana bağırması da sorgulaması sıkıntı değildi açıkçası sormasa ve direk yollasa daha çok bozulurdum. Kolundan tuttum ve ona zorla sarıldım “meftun olduğum, gözümün nuru, başımın tacı, her şeyim sana anlatırsam eğer seni tehlikeye atmış olurum ama şunu bil ki benim gönlümde de gözümde de aklımda da kimse yok ben aylardır sen beni görmeden önce bile sana meftundum ve hala sana meftunum bunu hiç kimse değiştiremez” dedim bakışları biraz daha yumuşamıştı ama hâlâ merak ediyordu şüphe etmiyordu benden ama merak ediyordu neden iki haftada bir babam gitmesede benim gitmem gerektiğini çünkü ben kötülerin arasındaki köstebektim ben cumhuriyeti devirmeye çalışanları deviren kişiydim ben Mustafa Kemal’in gizli ajanıydım ve bunu bilmememesi gereken birisi öğrenirse eğer bana bir şey olmasa bide çok tehlikeli adamlar vardı ve onlar aileme zarar vermeye çalışabilir. Babam zaten eski asker son savaştan sonra o da emekli oldu ama benimle birlikte arada gizli iş yürütür gizli ve çok güçlü bir adam izlenimi verdiği için cumhuriyeti istemeyen kişilerin arasına girmem kolay olmuştu. “Tamam gitmene izin veriyorum ama beni her gün düzenli olarak arıyacaksın ona göre” dedi ve ona tebessümümü sundum ve “emredersiniz komutanım” diyerek kahkaha attım o da güldü “aferin böyle ol gözümü arkada bırakma” dedi bana onu söylerken o kadar güzel bakmıştı ki dudaklarına yapışmaktan kendimi alamamıştım zaten üzerinde en beğendiğim dantelli geceliği vardı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD