Demir'den önce öpüşmüştüm. Demir'den sonra da öpüşmüştüm. Demir'den önce başka bedenleri sevmeyi denemiştim, Demir'den sonra da başka bedenleri sevmeyi denemiştim. Fakat muvaffak olamamıştım. Demir'den sonra her soluklandığım dudak, nafile bir biçimde bana sevişmeyi cezbedici kılmamıştı ve bu sebeple benim, ondan sonram hiç olamamıştı. Demir'den öncesi zaten yoktu... Milattan öncem de sonram da kayıptı. Koca bir kayıp. Bir onun öpüşü, karşı konulamaz bir yangının kapılannı açıyordu. Bir onunlayken hayat vardı. Dudaklarımı hasretle ağzına almış, koparırcasına emen adam, sadece bir zamanlar ve o zamanlarda da çok kısa bir süreliğine, benim adamım olabilmişti. Ben, hâlâ nefesime karışan nefesinin, hasretine mi yoksa emrivakiliğine afallamam gerektiğini düşünüyordum. Hayat koc

