Selvi'nin Anlatımıyla Omzumda hissettiğim sarsıntıyla hemen gözlerimi açtım. Halil İbrahim beni uyandırmaya çalışıyordu. " Geldik boncuk göz. Kalk hadi. Hemen yemeğini yiyip ilaçlarını iç. Sonra da git yatağında yat güzelce. " Gözlerimi ovuştururken, arka kapıların kapanma sesleri uykumu iyice açtı. Esnerken Halil İbrahim ile göz göze geldik. O gülerken, ben ağzımı kapatmayı unuttuğumu fark ettim. " Ay özür dilerim. Öyle uyku sersemi şey olunca... " Offf. Gözüm sürekli o gamzeye kayıp duruyordu. Parmağımla dokunmak, ne kadar çukur olduğunu görmek istiyordum. " Eee, daldın yine boncuk göz. Arabadan inmeyi düşünmüyor musun ? " Gözlerim büyürken, yanaklarım kızardı. Kapının kulpunu açsam da, bir türlü inemiyordum. İyice rezil olmuştum. Bir kez daha Halil İbrahim'in eli omzuma değdi.

