Halil İbrahim'in Anlatımıyla... İçim sıkıştı. Büyük taş yığınlarının altına kalmışlık hissinden kurtulamadım... Benim Selvi'm, selvi boylum, boncuk gözlüm, kara kızımın saçlarına aklar düşmüştü. Bu gencecik yaşında 30 sene birden yaşlanmıştı bir gecede... Kara'nın mezarına sarılıp söylediği sözler içime işledi. Yüreğim sıkıştı. Sözleri kulaklarımda yüzlerce noktaya çarptı. " Benim senden başka kimim vardı ki Kara ? Ben şimdi ne yapacağım sensiz... Demek sonunda sen de terk ettin beni... " Yerimden zar zor kalkıp mezarın diğer yanına da ben yattım. Bu saatten sonra aramıza yalnızca Kara girebilirdi. Onun mezarından başka hiç bir şeye izin vermeyecek, Selvi'nin gözünden akacak her damlanın sebebine düşman kesilecektim... " Kara'nın yerine beni koysan olmaz mı ? " Ses vermedi. Sessizce

