Asya Elime yapışan kan, Emir’in hayatının sıcaklığını taşıyordu. Onu bıraktığım an, sanki ruhum göğsümden sökülüp onunla birlikte Onur’un kollarına kaydı. Araba kapısı açılırken duyduğum son şey, onun ağırlaşan bedeninin metal kapıya çarpma sesi oldu. Bir çığlık atmak istedim ama sesim boğazımda düğümlendi. Bacaklarım titredi, dizlerim çözüldü. Murat kollarımdan tutup arabadan çekmese, oracıkta donmuş kalacaktım. Ayaklarım yere değdiği an bedenim iflas etti, buz gibi zemine dizlerimin üstüne çöktüm. Gözlerimin önünde sadece kırmızı vardı. Emir’in omzundan fışkıran kan, gömleğine yayılan karanlık leke, avuçlarıma bulaşan sıcak sıvı. Her şey kanla yazılmış bir kabusa dönüşmüştü. -- Kaosun Ortasında "Yenge!" diye haykırdı Serdar, sesi çatlıyordu. Nefes nefese yanıma koştu. Yüzü bembeyazd

